3 günlük tatil sürecinden sonra Akşehir, Temmuz ayı için alabildiğine serin bir havada, yeni bir güne daha uyanıyor. Bakalım bu yeni gün nelere gebe. Kimlere ne getirecek, ne götürecek? Beklentileri yüksek olanlar için gün sonunda belki hüsran, beklentileri düşük olanlar için ise ummadıkları gelişmeler olacak ve hayatları kökten değişecek.

Örneğin üniversite sınav sonuçlarını bekleyen gençler ve aileleri için bu durum söz konusu. Zira bu gençlerin tüm hayatları boyunca karşılarına çıkacak insanların, profillerini bile bu süreç belirleyecek. Gelen puan ölçüsünde devlet/vakıf üniversitesi tercihinden, hangi şehirde okuyabileceklerine kadar yaşamları boyunca onları takip edecek bir çok kararın arifesinde olunan günlerden geçiyorlar. Elbette bu konuda da daha önce bu köşeden geçmiş yazılarda değindiğim gibi “her tercih bir vazgeçiştir” özdeyişini tekrarlamak mümkün. Kısaca içinden geçmekte olduğumuz günlerde, gençlerin ve ailelerinin alacakları kararlar, bundan sonraki hayatlarının belirleyicisi olacaktır.

Gençlerimizin, yapacağı tercihler/alacağı kararlar, yaşam boyu onların peşinden kendileri ile birlikte gelecektir. Öğretmenlik mi tercih etti, mühendislik mi tercih etti, hukuk mu tercih etti bu meslekler kendileri ile etle-tırnak gibi ayrılmaz bir parçaları olacaktır. Tıpkı dün Şehabettin Genç hocanın, beni eş dost/arkadaş çevresine tanıştırırken, mühendis tarafımla tanıştırması ve karşı tarafında beni o doğrultuda değerlendirmesi gibi. Oysa ben mühendislik diplomasını alalı 37 yıl olmuş, 30 yıl mühendislik yaptıktan sonra üstüne radyo-tv ve gazetecilik okumuş ve artık kendimi son yıllarda iletişimci olarak hissetmeye başlamış olmama karşın mühendislik sıfatı, adeta bedenime yapışmış. Hoş iletişimciliğin tabanında mühendisliğin çok ama çok büyük katkısı olduğunu yadsıyamam. Öyleki 30 yıllık şantiyecilik içinde, mühendisliğin yanı sıra insanlarla iletişim konusu daha bir ön plana çıktı. Eğer insanlarla iletişim kuramıyorsanız, işinizi layıkı veçhile yapmanız mümkün olmuyor. Zira hemen her meslekte, insanlarla iç içe iş yapmak, bir takım ruhu içinde çalışmak gerek ve şart. Sonuçta insanlara hizmeti, yine insanlarla ortak çalışmalar neticesinde yerine getiriyorsunuz. Burada da başarının yolu, insanlarla kurduğunuz iletişimden geçiyor. O sebeple gençlerimize hep nacizane önerim, hangi işi yapıyor olurlarsa olsunlar bu konuya azami önemi göstermeleri yönünde olmuştur. Buradan da mesleğinin başında olan tüm gençlerimize seslenmiş olayım, aldığınız diploma ne olursa olsun mesleki kariyeriniz boyunca hep insan faktörüyle karşı karşıya kalacaksınız, o sebeple lütfen ama lütfen insanlar ile iletişiminizi çok iyi tutun. Bu yönde eksikleriniz varsa onları biran önce tespit edin ve üstüne gidin. Henüz mesleğin başında ve hatta okul aşamasında, mümkün olduğunca insanlarla ortak projelerde(bu bir stk olabilir, bu bir kulüp faaliyeti içinde; müzik-koro, tiyatro, spor-takım oyunları vs. olabilir) çalışma gayreti içinde olun. Zira o ortamlarda, insan iletişimine dair öğreneceğiniz, size mesleki yaşamınız boyunca katkı verecek özellikler edinebilirsiniz. Aksi takdirde bir başına diploma almak çok fazla önem arz etmiyor.

30 yıllık şantiyecilik ve 60 yıllık dünya denilen bu gezegendeki deneyimim, bana gösterdi ki her alanda başarılı ya da insanlara faydalı bir eylemde bulunmanın yolu, ancak ve ancak onlarla sağlıklı ve etkili bir iletişim kurmaktan geçiyor. Aksi durumda ömrümüz/mesleki kariyerimiz, “boşa kürek çekmek” ya da “havanda su dövmek” özdeyişlerinde olduğu gibi boş-beleş işler içinde gelip geçiyor.

Özellikle hayata yeni atılan ya da şu günlerde meslek seçimi yapma arifesinde olan  gençlerimiz/çocuklarımız şunu bilmeli ki ne iş yapıyorsanız yapın ya da hangi mesleği seçiyorsanız seçin hep ama hep insanı ön plana koyun/taşıyın ve elbette bununla da bağlantılı olarak, insanlarla iletişiminizi hep ama hep güçlü tutun. İster sizinle çalışan, ister hizmet alan insanlar olsun, onlarla girdiğiniz diyaloğa verdiğiniz önem doğrultusunda, göreceksiniz ki hem edindiğiniz meslekte yükselecek/faydalı işlere imza atacaksınız hemde içinde bulunduğunuz topluma pozitif değerler katmanın hazzını yaşayacaksınız.

Yeri gelmişken yazı boyunca bahsi geçen konuya güzel bir örnek teşkil etmesi açısından, şu örneği vermek isterim. Yine dün Şehabettin hocamla sohbetimiz sırasında, konumuzla paralellik arz eden bir konuşmaya şahit oldum. Hoca bir hukukçu meslektaşından övgüyle söz ediyordu ki konuya dahil olan müvekkili, yine aynı kişiden övgüyle bahsedince, bahsi geçen kişi için, kafamda yazıya konu olan insanlarla iletişim konusunun ne denli önemli olduğunu teyid eden bir meslek erbabı profili çizilmiş oldu.

Sonuç: İşinde/mesleğinde; insanlarla diyaloğu/iletişimi ön plana koyan, gerekli önemi veren, her meslek erbabı için, başarıda/övgüde kendiliğinden gelecektir.