Seni endişelendiren şey seni kontrol eder. (J. Locke)
Kişinin sınav sonucunda başarısız olacağını düşünerek, bilginin sınav esnasında etkili bir şekilde kullanılmasını engelleyen yoğun kaygı durumuna sınav kaygısı denir. Sınav kaygısı aslında gerekli ve faydalı bir duygudur ve kişiyi motive eder. Yüksek kaygı ya da kaygının hiç olmaması öğrenmeyi olumsuz yönde etkiler.
Bu yazımda; öğrencilerimizde sıkça görmeye alıştığımız sınav kaygısının belirtileri, nedenleri ve sınav kaygısından kurtulma yöntemleri ile ilgili anahtar bilgiler vermeye çalışacağım. İyi okumalar.
Sınav kaygısı yaşayan öğrencilerimin zihinsel, duygusal ve özellikle davranışsal belirtiler gösterdiklerini fark edebiliyorum. Aşırı sınav kaygısı dikkat eksikliği, unutkanlık gibi zihinsel belirtilere neden oluyor. Duygusal belirtiler ise öfke patlamaları, karamsarlık, yorgunluk, bıkkınlık ve korku hali şeklinde olabiliyor. Sınav kaygısı yaşayan öğrencilerin bu durumunu onların davranışlarına bakarak anlamak çok kolay. Aşırı sınav kaygısı, ders çalışmayı bırakma, deneme sınavlarına girmeme gibi kaçma davranışlarına neden oluyor.
Birazda çocuklarımızda görülen sınav kaygısının nedenlerine değinelim: İlk olarak çocuklarımız zamanı etkin bir şekilde kullanamıyorlar, çalışmaları gereken dersler çok fazla ve sınavda her geçen gün yaklaşmakta.
Büyüklerimiz ne güzel söylemiş; “Balta ile tıraş olunmaz, jilet ile odun kesilmez.” Plansız, programsız ders çalışmak başarısızlığın en büyük nedenlerinden bir tanesi. Yanlış ders çalışma alışkanlıkları maalesef öğrencilerimizde öğrenilmiş çaresizlik sendromuna neden oluyor. Birkaç kez başarısız olan öğrenci, her zaman başarısız olacağını düşünüyor ve ders çalışmayı bırakıyor.
Mükemmeliyetçilik duygusu da sınav kaygısının en önemli nedenlerinden biri. Bu konuda biz anne babalarında suçu olduğunu düşünüyorum. Çoğu zaman çocuklarımızın ilgi ve yeteneklerine bakmadan onların doktor, hakim, savcı gibi prestijli meslek alanlarına yönelmelerini istiyoruz. Bırakalım çocuklar ilgilendikleri alanlara yönelsinler. Rızkı veren Allah olduğuna inanan Müslümanlar, inandıkları gibi davranmıyor maalesef. Biz anne babaların mükemmeliyetçi davranışları, çocuklarımızın sınavlara aşırı anlam yüklemelerine neden oluyor. Başarısızlık, aslında güzel bir deneyimdir insanlar için. Filozof ve bilim adamlarının yaşamlarına baktığınızda, yaşamlarının neredeyse tamamına yakını başarısızlıklarla dolu. Ama onların bizlerden farkı, başarısızlıklarından zevk ve ders almalarıdır.
Kaygı gibi duygular belki de Covid-19 virüsünden daha hızlı yayılıyor ve bu korkuya karşı geliştirilmiş bir aşı ya da maske yok. Bizdeki kaygı çocuklarımıza çok hızlı geçiyor. Kabul edelim; Z kuşağı dediğimiz çocuklarımız bizden daha zeki ve gözlemci. Çinlilerin dediği gibi öğüt vermeyi bırakalım, örnek olalım. Yediğin önünde, yemediğin arkanda, yemedik yedirdik, içmedik içirdik, dershane dedin gönderdik gibi olumsuz iletişim kanallarından vazgeçelim. Koşulsuz sevelim onları, herhangi bir karşılık beklemeden. Aksi taktirde çocuklarımız, anne baba sevgisinin sınav başarısına bağlı olduğunu düşünüyorlar ve bu düşünce onların sırtlarında aşırı bir yük halini almaya başlıyor.
Yazımı çok uzatmak istemiyorum. Çocuklarımızda görülen sınav kaygısı belirtileri ve nedenlerine kısaca değinmeye çalıştım. Bir sonraki paylaşımımız sınav kaygısı ile baş etme yöntemleri ile ilgili olsun.
Kalın sağlıcakla.
Görüş ve eleştirileriniz benim için önemli: [email protected]