Bilinçli zihin, sorgular, analiz eder, seçim yapar. Ne doğru, ne yanlış, ne etik, ne değil… Bunları ayırır, tartar ve karar verir. Oysa bilinçaltı, bu ayrımları yapmaz. Ona gelen her bilgiye, her tekrar edilen düşünceye ve her yoğun duygusal deneyime karşı açıktır. Gelen her şeyi “gerçek” kabul eder. Eleştirmez. Sorgulamaz. Yalnızca kaydeder.
Bu yüzden, çocukken bir yetişkinden duyduğunuz “Sen zaten tembelsin” cümlesi, bilinçaltınızda bir gerçeklik haline gelebilir. Bilinçli zihniniz bunu reddetse bile, derinlerde o ses hâlâ yankılanır. Bilinçaltınız bunun doğru olup olmadığını sormaz. Tek yaptığı şey: “Tembelim” ifadesini dosyalamak ve ona göre davranışlar üretmektir.
Aynı şekilde, tekrar edilen olumlu ifadeler, olumlu hayaller de bilinçaltına ulaşır. “Ben değerliyim”, “Ben her geçen gün daha da güçleniyorum” gibi telkinler, bilinçaltında bir çekim merkezi yaratır. Çünkü o, neyin iyi neyin kötü olduğuna karar veremez. Ona ne verirsen, onu büyütür.
İşte bu nedenle, bilinçaltını doğru “beslemek” hayati önem taşır. Tıpkı bir toprak gibi… Ona ne ekersen, o büyür. Korkular, suçluluk duyguları, değersizlik düşünceleri bilinçaltına eklendikçe, kişi hayatını da bu doğrultuda şekillendirir. Ama aynı şekilde cesaret, sevgi, başarı duyguları da oraya işlendiğinde, bireyin hayat akışı tamamen değişebilir.
“Bilinçaltının bilinci yoktur” demek, aslında sorumluluğun bizde olduğu anlamına gelir. Onu farkında olmadan değil, farkında olarak yönlendirmek gerekir. İzlediğimiz içerikler, söylediklerimiz, düşündüklerimiz, hissettiklerimiz… Hepsi, bilinçaltının inşa malzemeleridir.
UNUTMA! Bilinçaltı senin düşmanın değil. Sadece bir araç. Tıpkı bir tohum gibi… Ne ektiğine dikkat et. Çünkü o sorgulamaz. Sadece büyütür.
Bir sonraki yazımızın konusu; salıklı bir bilinçaltı gelişimi için nelere dikkat etmemiz ile ilgili olsun.
Sağlıcakla kalın!
Görüş ve eleştirileriniz benim için önemli; hakanzeybek4242@gmail.com