2014 yılında Amasra’da gerçekleştirilen UNESCO çalıştayına ilişkin izlenimlerin aktarıldığı yazıda ismi geçen, dönemin Amasra Kaymakamı Mehmet Yıldız, 2019 yılı Ağustos ayından bu yana Ankara Pursaklar Kaymakamı olarak görev yapmaktadır.
Amasra, ülkemizin ilk turizm merkezlerinden biridir. Kendine özgü ve de özgün coğrafyasıyla bir kez görünce vazgeçilmez olan yerler arasındadır. Geçmişten günümüze sürekli gözde bir liman kenti olarak anılmıştır. Fatih Sultan Mehmet’in; “Lala, lal çesm-i cihan dedikleri yer bura mı ola?” demesi de boşuna değildir. Çarşısı, koyları, küçük adaları, gece görünümü, güneşin batışı, kalesiyle takdir gören yerlerden biri olup Batı Karadeniz’in parlayan, yüzyıllardır sönmeyen yıldızı olmuştur. Özellikle ünlü salatasını, balığını, manda yoğurdunu yemek için Ankara ve İstanbul’dan gelen kişi sayısı hiç de az değildir.
Ukrayna’nın UNESCO Dünya Miras Geçici Listesinde yer alan “Ceneviz Ticaret Yolunda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri” başlıklı adaylık dosyasına, Türkiye’den; Cenevizliler Dönemine ait İstanbul’daki Yoros Kalesi ve Galata Kulesi ile İzmir’deki Foça Kalesi ve Çandarlı Kalesi, Bartın’daki Amasra Kalesi, Düzce’deki Akçakoca Kalesi ile Sinop Kalesi de dahil edilmiş ve başvuru 15 Nisan 2013 tarihi itibariyle UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne eklenmiştir.
Amasra’da yapılan UNESCO çalıştayına ülkemizin çeşitli üniversitelerinden, müzelerinden, akademisyenlerden, yazarlardan oluşan, alanlarında uzman 100’e yakın kişi katıldı. Dört gün süren çalışmalar sonunda Amasra Kalesi’nin asıl listeye alınması için çalışmaların hızlandırılması konusunda görüş birliğine varıldı. Çalıştaya, Amasra Kaymakamı Mehmet Yıldız’ın şu sözleri damga vurdu: “Ülkemizde, yurt dışında pek çok yeri gezdim. Amasra sadece kalesiyle değil, genel konumuyla dünya mirasıdır. Ben böyle güzel belde görmedim. Bir örneği daha yoktur. Foça, Çandarlı Kaleleri de aynı niteliktedir.”
Kaymakam Mehmet Yıldız’ın katılımcılara karşı gösterdiği konukseverlik, yakın ilgi büyük takdir topladı. Devlet adamı hassasiyeti, inceliği belleklerde, gönüllerde büyük izler bıraktı. Çalıştayda bildiri sunan İzmirli, Egeli katılımcıların çokluğu ayrıca dikkat çeken bir başka konuydu. Onlarca konunun uzmanını bir araya toplamak, onları eksiksiz ağırlamak, kuşkusuz kolay bir iş değildi. Halk tarafından çok sevilen Kaymakam Mehmet Yıldız, herkesin yanında olmayı kolaylıkla başarabiliyordu. Yapılan sunumlara işi olmadığı sürece katıldı. Bu davranışı, katılımcıların takdirini topladı. Esnafla, pazardaki köylü vatandaşla konuştuğumuzda da; “Kaymakam Bey ne yaparsa en güzelini yapar” demekten kendilerini alamadılar, yaptığı işleri sıralamaya başladılar.
Leonardo da Vinci’nin özdeyişi ne güzeldir: “Sevgi bilgiden doğar…” İşini seven insan kesinlikle o konuda bilgilidir. Konuşmalar bunun en güzel kanıtıdır. Amasra Kalesi’ni basmakalıp sözlerle anlatmak farklı, bilerek anlatmak daha da farklıdır. Donanımlı olmak konuya hakimiyeti de beraberinde getiriyor. Bizler de Amasra’da böyle bir yöneticiyle tanışmanın mutluluğunu yaşadık.