Akşehir’i gezen seyyahlardan birisi de Bedreddin Gazzi’dir. Seyahatine 1529 yılında İstanbul’daki işi sebebi ile başlamıştır. 1529 yılında Ramazan ayının 18. Gününde başladığı yolculuğunda Baalbek, Humus, Hama, Muarre, Halep güzergahını takip ederek Anadolu’ya ulaşmıştır. Akşehir’e de Kölek, Akköprü, Ereğli ve Konya’dan gelmiştir. Akşehir ile ilgili izlenimlerini şöyle aktarmıştır:
“ Sürekli yolculuktan sonra ayın 19 Çarşamba günü kuşluk vakti Akşehir’e vardık. Akşehir; güzel, şirin bir şehirdir. Karamaniye ülkesinin sonu ve en iyi bir yeridir. Osmanoğulları ile hudut olan bu şehrin karı andıran beyaz, dama taşı gibi muntazam evleri vardır. Bol sulu ve yeşil bahçelerinde çeşitli güzel ve pek çok meyve yetişir. Bu meyvelerin bir kısmı mücavir Türk şehirlerine ve İstanbul’a gönderilmektedir. Hoş tatlı ve güzel gözyaşı gibi berrak ve temiz suları süzüle süzüle akıyor ve etrafa hayat saçıyordu. Bu şehrin zengin çarşıları, büyük mescitleri ve kadim hamamları ve şehrin yakınında büyük bir çimenlik vardır. Cuma namazı kılmaya mahsus Veziri Azam Hüseyin Paşa’nın yaptırdığı büyük camiden başka, misafirlerin inmesine mahsus bir de imaret vardır ki onu ilimle müteveaggil fakihler süslemektedir, ne bir hisarı ne de bir suru yoktur. Bolluk içinde olan bu şehrin halkı, cidden temiz ve alicenaptır.
Dipnot: Seyyah ne kadar kale ve suru yok dese de Akşehir kalesinin varlığı Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde anlatılmaktadır. İlerleyen süreçte Evliya Çelebi’nin de Akşehir ile ilgili yazdıklarına yer vereceğim.
Kaynak: Ekrem Kamil, Gazzi Mekki Seyahatnamesi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Seminer Dergisi İstanbul 1937.s:15. A.Çaycı, Osmanlı Seyyahlarının İzlenimleri Konya ve Çevresi, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi s.21. Konya 2006 s:116
Devam edecek….