Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar; ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.
Güzeldir yola çıkmak. Yeni yerler keşfeder, farklılıklar görür ve vizyonumuzu genişletiriz. Mutlu ama bir o kadar da yorgun olarak konfor alanımıza döneriz.
Sonrası mı? Rutin hayat koşturmacası. Ta ki yeni yolculuğa çıkana kadar..
İnsan bazen durup düşünmeli; yanında, arkasında, önünde ve karşısında kimler var diye muhasebe yapmalı. Kiminle yol yürüdüğünü veya kiminle yol ayrımına varması gerektiğini gözden geçirmeli.
Çünkü her insan beraber vakit geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır.
Zaman zaman, farklı sebeplerden dolayı; mekânlardan veya insanlardan yollarımızı ayırmamız gerekir. Ayrılan bu yollardan sonra yeni yolları aramaya fırsat bile olmadan bir bakmışız daha çetrefilli yolda kendimizi bulmuşuz. Bizi biz yapan şey de yolların çatallandığı noktalarda yaptığımız bu seçimlerdir.
Yoğun ve tempolu bir hayat sürerken; yolun nerede başladığını ve nerede bittiğini fark edemeden, çoktan yolun yarısını geçmişiz. Yolun yarısından sonra, yol arkadaşları konusunda daha hassas oluyor insan. Yollar ne kadar uzun ve zor olursa olsun, yolculuktaki yol arkadaşların en büyük gücün oluyor. Çünkü zor yola kolay kişilerle çıkmak en büyük hatadır.
İyi, doğru ve güzel insanlarla çıkılan her yol, zorluklar olsa da keyiflidir. Dostlarımızla her yola korkusuzca çıkabiliriz. Ancak şu gerçeği de asla unutmamalıyız:
Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu
“Evvel refik bad’el tarik” demiş eskiler. Yani önce yoldaş, sonra yol.
Yoldaş ki heybesindeki “sabır” ekmeğini seninle paylaşsın.
Yoldaş ki testisindeki “şükür” suyunu seninle paylaşsın.
Yoldaş ki gönlündeki “dua” nimetini seninle paylaşsın.
Eğer ki böyle bir yoldaşın varsa korkma. Bütün yollar önünde düz olur. Fakat yoldaşın güzelliği, yolun güzelliğidir.
Nazım’ın dizelerinde vurguladığı gibi; hürriyet günlerine inanan tüm yoldaşlarla yollarımız aydınlık olsun.
Yoldaş demek;
aynı güzel günlere, güneşli günlere,
gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan
ekmek, gül ve hürriyet günlerine inanmak,
motorları maviliklere sürebilmektir.
Yoldaş demek;
beraber güneşe gülebilmek, beraber dövüşebilmektir.