Özelleştirme furyası aldı başını gidiyor! Kamunun, yani tüm vatandaşlarımızın öz değerleri ve malları, özelleştirme adı altında satılıp yok ediliyor. Çoğu da yabancı tekellere yem oluyor. En değerli ve yaşamsal varlıklarımızı, özelleştirmeden yerli bir firma alsa bile; yabancılar bastırıyor parayı, yerli sahibinden devralıyor...

 Satışlardan elde edilen paraların, yeni yatırımlar ve iş alanları açmak için kullanıldığının, garantisi var mı? Yok!  Başımıza geçenler, iktidarlarını sürekli hale getirebilmek için; yandaşlarını kollamak zorunda kalıyorlar. Satışlardan elde edilen paralar, yöneticilerin savurganlık hevesini şaha kaldırıyor.

 Toplumun malı olan ekonomik kaynaklardan, tüm vatandaşların eşit olarak yararlanmasını sağlamak ve böyle olduğuna inanmak mümkün değil! Dolayısıyla özelleştirmelerden ve o yolla elde edilen kısıtlı kaynaklardan, hepimiz eşit bir refah sağlayamıyoruz. Milletin malı olan o değerlerin satılması, küçük bir zümrenin refahını ve savurganlığını artırıyor. Diğer vatandaşlar, satılan kamu mallarının ve işletmelerinin varlığından ve onların sağladığı istihdam olanaklarından mahrum bırakılmış oluyorlar. Daha da kötüsü; özelleştirmeden önce vatandaşa on liraya mal olan bir ürün ve hizmet; özelleştirildikten sonra kalitesi bozulduğu halde, on kat pahalandırılıyor. Kamunun malları satılıp tüketileceğine; hiçbirini satmamak, hakkaniyete daha uygun ve yararlıdır.

 Bazı maden yataklarımız çok değerli! Bor yataklarında dünya tekeli bizde. Özelleştirme bu güçlü durumumuzu da zayıflatacak! o altından değerli yatakları yabancılara kaptırmış olacağız.

Çoğu yabancı tekeller ve onların buradaki kolları, işletmelerimizi çalıştırmayı devam ettirmek için almıyor. Ülkemizdeki üretimi durdurarak, aynı malları dışarıdaki kendi fabrikalarından getirip; burada satmak ve bizi ithalat uçurumlarında boğmak için giriyorlar bu işlere. Öyle olunca zararımız iki katına çıkıyor. 1-Buradaki işletme çalışmayınca; bizim insanlarımız işsiz kalıyor. 2-Özelleştirme yapılmadan önce, kendi ülkemizde ürettiğimiz malları dışarıdan ithal ederek bağımlı hale getiriliyoruz. 3-Oysa asıl hedefimiz, yurdumuzda üretim yaparak işsiz insanlarımıza iş ve gelir sağlamak olmalı. 4-ithalatı ise, olabildiğince azaltarak öldürücü cari açıkları sıfırlamak ve dik durabilmek; en önemli bir amacımız sayılmalı.  İTALAT KAPILARI OLABİLDİĞİNCE KAPANMALI Kİ; vatandaşlarımızın hiçbiri işsiz kalmasın! Bütçemiz de cari açıklara gömülmesin!Dışarıdan satın alınan her mal, bizlere bedelinin birkaç, hatta yüzlerce katı zarar verir. Her ithal işlemi yüzlerce insanımızı işsiz bırakır. İthalat bize karşı düşmanca duygular beslenen dış ülkelerde; yeni üretim alanları açılmasına kaynak sağlamış olur.

 Özelleştirmenin iyi bir yol olmadığının vatandaşlarımız da farkındalar! Özelleştirilen işletmelerin yok olduğunu anlatmak için (iç edildi anlamında)"GÜZELLEŞTİRİLDİ! " diye alay ederek belirtiyorlar duygularını! Özelleştirme "bolluk var" sanılarak savurganlığa ve israfa yol açıyor. Özelleştirilecek bir şey kalmayınca; aynı savurganlık ve hovardalığı sürdürebilmek için acaba nelerimizi satacaksınız?