Eğitim-Bir Sen 6.Türkiye Buluşması (14-16 Eylül) tüm şube yönetim kurulu üyeleri ve ilçe temsilcilerinin katılımıyla Antalya-Kemer de yapıldı.

                Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu gündemdeki konulara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.  Sözlerine kurucu genel başkan Merhum M. Akif İnan, vefat eden kardeşlerimize ve şehitlerimize Allahtan rahmet dileyerek başladı.

                Yakın siyasi dönemin en büyük projesinin bizzat millet tarafından ilan edilen yeni anayasa olduğunu söyleyen Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, milletin bu projesine başta siyasi partiler olmak üzere bütün kişi ve kuruluşların katkı sunması gerektiğini kaydetti. Yeni anayasanın, hükümleri ve ruhuyla insanı esas alıp, bütün vatandaşları kucaklaması gerektiğini de belirten Gündoğdu, “Yeni  Anayasa, tanımlama dayatması yerine tanıma erdemi içermelidir. Bu ülkenin vatandaşlarını Türkiyelilik çerçevesi içerisinde bir ve eşit görmelidir. Doğuştan gelen hakları sınırlamamalı aksine teminat altına almalıdır. Din ve vicdan özgürlüğüne yönelik mevcuttaki sınırlamaları sona erdirmelidir.“ dedi.

                Kadın erkek eşitliğine yönelik çalışmaların kayda değer olmasına karşın kadın-kadın eşitliliğinin sağlanması bakımından bir ilerleme sağlanamadığını ifade etti. Gündoğdu; ‘’Bu çerçevede kamuda başörtülü görev yapmayı mümkün kılan, mecliste başörtülü kadınların yer almasını sağlayan, kadınların başörtüsüyle eğitim hakkından yararlanmasına imkân veren ve bütün bunları teminat altına alan yasal ve anayasal düzenlemelerin, milletin haklı ve ortak beklentisidir.’’ dedi.

                Eğitimdeki reformlara da değinen Gündoğdu; ‘’Eğitim sisteminde müfredat, kademeli eğitim, din eğitimi seçeneklerinin artırılması, seçmeli dersler gibi birçok alanı kapsayan ve milletin taleplerini karşılayan reformlar gerçekleştirildi. Reformlardaki doğru yaklaşımın, uygulama süreçlerinde aynı hassasiyetle sürdürülemedi. 4+4+4 olarak kademelendirilen yeni eğitim sisteminin uygulamadaki aksaklıklar sebebiyle gölgede kaldı. İlkokula başlama yaşı ve rapor alma zorunluluğu, sınıf mevcutları, derslik sayısının artırılamaması, öğretmenlere yönelik norm kadro ve yer değiştirme odaklı sorunlar, okulların fiziki donanımlarının yaş gruplarına uygun şekle getirilmesindeki eksiklikler ve benzeri sorunlar, yapılan reformların hak ettiği kamuoyu desteğinin elde edilmesine engel olacak mahiyettedir. Bu durum Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamaya ilişkin üslubundan ve sosyal paydaşlarla iletişim kurmamasından kaynaklanmaktadır” şeklinde konuştu.

                Eğitim sisteminde yapılan reformların fikri sahibi olan Eğitim-Bir-Sen’in, reformların uygulama sürecine dönük talep ve önerilerini de başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere bütün kamuoyuyla paylaştığını kaydeden Gündoğdu, bunların zamanında dikkate alınmamasından kaynaklanan sorunlar çıktığını, risk ve olumsuzluklar artmadan önerilerinin dikkate alınarak uygulamalardaki aksaklıkların ivedilikle giderilmesini istedi.

                Son yıllarda bütçeden eğitime ayrılan payın artması ve ilk sırada olmasını takdir etmelerine karşın öğretmenin bütçesine aktarılan payın artırılmamasını “eğitim en önemli sorun” söylemiyle örtüşmediğine dikkat çeken Ahmet Gündoğdu, “Emsalsiz bir görevi üstlenen öğretmenlere emsaliniz yok, diyerek ek ödeme verilmemesi yanlışından bir an önce dönülmelidir. 70 yıldır hiç unutulmayan öğretmen, son kararname ile ıskalanmıştır. Eğitim çalışanlarının yetkili sendikası olarak kalkınan Türkiye’nin adalet mağduru öğretmenlerine hak ettikleri ek ödemenin verilmesini istiyoruz.” şeklinde konuştu.

                Mevlânanın ‘’Kilimi döven kişi, sanmayın kilimi dövüyor. Kilimin tozunu alıyor’’ sözünden yola çıkarak Milli Eğitim Bakanına göndermede bulunan Gündoğdu; ‘’Ömer Dinçerle, Mehmet Şimşeki hırpalarken (eleştirirken) hükümet’in tozunu almak bize nasip oldu. Ne öğretmenin değeri, ne de sendikanın gücü Ömer Dinçer’in ve Mehmet Şimşek’in onayına tabi değildir. Ömer’e kızgınlığınız geleceğe kızgınlığa dönüşmesin. Sisteme (4+4+4) evet demekle, Ömer Dinçer’e hayır demenin farkında olmalıyız. Başbakan üretiyor, Mehmet Şimşekle Ömer Dinçer tüketiyor.’’ dedi.

                Gündoğdu; ‘’Merhum A. Rahim Karakoç ; ‘Gölgede duranların gölgesi olmaz.’ diyor. Solumuzda Eğitim-Sen PKK-KCK ile sarmaş dolaş. Sağımızda Türk-Eğitim Sen darbe planlayıcılarıyla darbe yapma imkânı olsa zerre kadar imtina etmezler.’’ dedi.

                Yeni kurulan bazı cemaat sendikalarına da değinen Gündoğdu; ‘’hiçbir cemaat bizim rakibimiz değildir. Biz partiler ve cemaatler üstüyüz. Tüm cemaat ve ehl-i vicdanın ortak havuzuyuz. Hilkatte ve dinde kardeş olanlar bir yanlışlık görüldüğünde eliyle ve diliyle düzeltirler. Biz cemaatin yaptığı eğitim hizmetlerinden gurur duyuyoruz. Onlarında bizim hizmetlerimizden gurur duymasını bekleriz. Eğitim-Bir Sen çatı bir kuruluş iken, gelecekteki bir tehlikenin hedefi olmak ne derece akıllıca bir hareket? Biz vizyonumuzu, ufkumuzu genişleterek sendikacılık yapmaya devam edeceğiz.’’ Şeklinde konuştu.

                Gündoğdu sözlerini şu cümlelerle tamamladı; ‘’Ben seferle emrolundum. Zafer Allah’ın elinde olduğunu unutmayalım. Biz Sivil Toplum değerlerimiz adına çalışmamızı yapacağız. Bundan sonra şeytan taşlamaktan ziyade, tavaf boyutuna geçeceğiz. Köpeklerin bağlanması için mücadele ettik. Bağladığımız köpeklerin yeniden salıverilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Tarihi toplantı yaptık. Bu davanın çilesinden onur duyuyorum. Sizlerde benim İl de, ilçelerde temsilcilerimsiniz. Bu çileleri beraber taşıyoruz. Katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum.’’