Hiçbir zaman 24 saatin her dakikasını sevinçli, üzüntülü, mantıklı veya duyarlı yaşayamazsın. Her istediğin, dört dörtlük olmaz. Her attığın adımın doğru olduğunu düşünsen bile, bazen doğru gibi gördüklerin geleceğini perişan bir hale getirebilir.

    Sana bu fani dünyada kimin sahip çıktığının bir önemi yok. Sen kendine sahip çıkamıyor da ben benim diyerek nefsine uyuyorsan, kimin ya da kimlerin sana sahip çıkmasının hakikat açısından hiçbir anlamı olmaz.

    Başkalarının seni hep onaylamasını, takdir etmesini, sevip saymasını bekliyorsun. Ama Sen kendini onaylayıp takdir etmiyorsan, kendinden başkasını düşünmeyen bencil biriysen, başkalarının senin yüzüne karşı başka, arkandan başka konuşmasının kişiliğine hiç bir katkısı olmaz.

    İnsanların seni her zaman dindar, namazında, niyazında gerçek bir Müslüman gibi görmesini istiyorsun. Ama buna sen kendin bile inanmıyorsun. Yalnız kaldığında namaz kılmıyor kuran okumuyor, göstermelik ibadet ediyorsan, kimin seni dindar olarak gördüğünün yada görmediğinin, ahiretin açısından hiçbir  değeri yoktur.

   Kibrinden burnundan kıl aldırmayacaksın, sonrada herkesin seni iyi bir insan olarak tanımasını isteyeceksin. Sen kendini yetersiz ve değersiz buluyorsan, başkasının sana değer vermesinin, senin açından ne önemi olabilir ki?

    İnsanların sana saygı duymamasından, seni övmemesinden, sana küçümseyici gözlerle bakmasından korkuyorsun. Ama yaptığın basit hal ve hareketlerle yerlerde sürünüyorsun. Sürünen insanın saygı, sevgi göreceğini mi sanıyorsun?

   Her zaman başarılı bir yönetici olmak istiyorsun. Ama hata ve başarısızlık duygusunun seni bitirmesine müsaade ediyorsun. Kendini yıpratmaktan vazgeçmedikçe, Kılavuzlarını da değiştirmedikçe, burnunun pislikten kurtulacağını mı sanıyorsun?

    Sorumluluğunun bilincinde olan akıllı insanlar her zaman yarına bakar, suçlayan zavallılar ise her zaman geçmişe bakarak, çamur atar geçmişte olanları suçlar. Sen sorumluluğun bilincinde olmayan akılsız, suçlayıcı bir zavallı halinden kurtulamıyor, kılavuzlarını terk edemiyorsun. Yarın olduğun yerden aşağı indiğinde, her şeyi daha iyi anlayacaksın ama başını vuracak bir duvar bulacağını mı sanıyorsun?

    Kin ve kızgınlık, geleceğini şekillendirmek için gereken enerjini, umut ve isteğini dibi gözükmeyen bir kuyu misali yutar. Kin ve kızgınlık duygularını üzerinden atamazsan, çözümün bir parçası olamayacağın gibi, sorunun bir parçası haline geleceğini unutmamalısın.

    Hayatını değiştirmenin sihirli bir formülü yok. Sadece ne istediğine, ne yapacağına bir an önce karar ver ve harekete geç. Unutma; Geç yağan yağmurların, hiçbir zaman kurumuş çiçeklere hayat verdiği görülmemiştir. Sana verilen süre dolduğunda başarılı olmazsan, işin sonunda üzülen bir tek sen, YANİ SADECE SEN OLURSUN