Kuşkusuz ki memleketimiz Akşehir'de yaşayanlar kadar şehrimiz dışında da yaşayan ( daha doğrusu yaşamak zorunda kalan ) Akşehirliler de var. Hatta başta Almanya olmak üzere yurtdışında yaşayanlar da söz konusu. Ankara'da, Antalya'da, İzmir'de ( belki başka şehirlerde de) kurulan derneklerin sosyal etkinlikleriyle Akşehir'den uzakta yaşayan insanlarımız memleket hasretlerini dindirmeye, Akşehir sevdasıyla birlik ve dayanışma içerisinde olmaya çalışıyorlar.

Bu satırların yazarı olan ben de açıkçası memleketim Akşehir'den maişet için savrulan, başka diyarlara yelken açanlardan birisiyim. İzmir gibi bir metropolde hayat şartları ne denli zor olsa da yüreğimde hep Akşehir sevgisi olagelmiştir. Kileci mahallemiz, sokağımız, evimiz, komşular, sokak ve okul arkadaşları, 24 Ağustos İlkokulu, Merkez Ortaokulu, İsmet İnönü Endüstri Meslek Lisesi yılları ve Akşehir'den mecburi kopuş.... Bu süreçte şükür ki internet teknolojisi, sosyal medya denilen sihirli âlem gündeme geldi. Akşehir'le, arkadaşlarımızla tekrar bağ kurabildik. İçimizdeki Akşehir hasreti bir nebze olsun dinmeye başladı. Bir tık ile Akşehir fotoğrafları, gazeteleri, türküleri, düğünleri karşımızda....

İzmir'de mesleğim gereği daima güne erken başlarım, sabah ilk yaptığım işlerden birisi de günlük gazeteleri internetten okumaktır. Ama her sabah ilk okuduğum gazete Hürriyet, Milliyet, Sabah, Cumhuriyet, Yeniçağ, Karar gibi ulusal gazeteler değildir. Güne daima Akşehir'in vitrini olan Pervasız ile başlarım. Ardından sıra diğer Akşehir gazetelerine gelir. "Türkiye'de ne var, ne yok, ne olmuş merakımdan önce Akşehir'de ne var, ne yok, ne olmuş, tanıdıklardan, akrabalardan, arkadaşlardan bir haber var mı? " merakı benim için hep öncelikli olmuştur... Pervasız başta Akşehir gazetelerini hatmettikten sonra sıra Hürriyet, Milliyet, Sabah ve diğer gazeteleri okumaya gelir. Bu arada Pervasız ve diğer Akşehir gazetelerinin köşe yazarlarını ve misafir kalemlerini de mutlaka büyük bir dikkatle ve ilgiyle okurum. Bu köşe yazılarında Akşehir'in ruhunu, aktüel gündemini yakalamaya çalışırım. Akşehir kültür hayatının kodları, göstergeleri aslında bu köşe yazılarında gizlidir. Uzaklarda yaşayan bir Akşehirli olarak siyaset, ziraat, ekonomi, ticaret, eğitim, bürokrasi, basın-yayın, sanat, kültür alanlarında Akşehir'in aktüel fotoğrafını bu köşe yazılarından rahatlıkla çekebilirsiniz.

  Değerli dost, yazar Sami Başar'ı köşe yazılarından gıyabında tanıdım. Zamanla Pervasız'da en başta okuduğum köşe yazarı haline geldi. Gazeteden aldığım cep telefonundan kendisine ulaştım. Kendimi tanıtıp, İzmir'de yazılarını ilgi ve dikkatle okuyan, üslubunu beğenen, istifade eden Akşehirli bir okuru olduğumu belirttim.4 Mayıs 2024 tarihinde Akşehir Hikayeleri kitabımın tanıtım toplantısı için Akşehir'e gelince ancak ayaküstü görüşebildik. Sohbet edecek bir zaman ve ortam maalesef bulamadık.

   Sami Başar'ın Akşehir konulu köşe yazılarını iki yıldır büyük bir ilgi ve dikkatle okuyorum. Okudukça anılarım canlanıyor, gönlüm Akşehir'e ışınlanıyor, adeta çocukluğuma, gençliğime geri dönüyorum... Bu yazılarda bir samimiyet, şehir sevgisi, yerel kültüre sahip çıkma, ele alma, değerlendirme gayreti var.1970'lerde, 1980'lerde,1990'larda Akşehir'in sosyal yapısı, faytoncudan bakkalına gazeteciden öğretmenine kasabından berberine önde gelen şahsiyetleri, sıcacık komşuluk ilişkileri usta bir anlatımla gündeme geliyor... Bizim kuşağımızdan her Akşehirlinin bu yazıları okuduğunda kendinden, geçmişinden bir şeyler bulması mümkündür. Sami Başar köşe yazılarıyla bu büyülü havayı yakalayabilmiştir. Bu yazılarından seçmeler yapılarak "Bir Zamanlar Akşehir" gibi bir başlıkla kitaplaşması çok yerinde bir girişim olacaktır, inşallah böyle bir kitabı kısa bir zamanda görürüz. Akşehir kültür tarihi açısından böyle bir kitap büyük zenginlik olacaktır. Ancak kendisinin böyle bir niyeti, hedefi, gayreti ve imkanları var mıdır açıkçası bilemiyorum. Akşehir konulu gazete köşe yazılarının takipçisiyim. Bu çerçevede okuduğunuz yazıyı yazabildim.

       Şair-Yazar Sami Başar’ın yazma eyleminde yolu açık olsun.