Büyük ve güçlü olmanın şanı; ezilenleri ve güçsüzleri korumakla artar.

Rusya ve başındaki Putin, geniş topraklara ve yüz milyonlarca insana hükmediyor. Fakat ne yazık ki; zavallı Suriye halkından yana değil de; o zavallı halkı köleleri gibi gören ve her gün yüzlerce masumu öldürten  kanlı ve zalim bir diktatörü destekliyorlar sürekli ve ısrarla...

Belki Rusya Akdeniz'de liman edinmek ve oraya yerleşmek için bu yanlış yolu tutmuş olabilir. Böyle bir amacı varsa; bir katili desteklemekle değil de; barışçı ve insani bir politika güderek başarmaya çalışması daha doğru olurdu.

Hiçbir katil diktatörün gücü, sonsuza kadar  süremez. Hiç beklemediği bir anda ; Yüce Mevla mutlaka onun sonunu getirir.

Suriye'de serbest ve tarafsız  uluslararası gözlemcilerin müşahitliğinde bir seçim yapılsa; mirasçı Eset, mutlaka kaybeder. Ne yazık ki; diktatörlük altında ezilen halklara; böyle adil ve serbest seçim yapma olanağı tanınmıyor!

Uygar dünyada; seçimlerin tam adaletli ve baskısız hür ortamda; böyle baskısızlığı ve bir tarafsızlığı sağlayacak; halkın iradesini serbest olarak ortaya koymasına imkan yaratacak ve Birleşmiş Milletler bağlı bir gözlemciler örgütüne ve silahlı gücüne ihtiyaç var!

Böyle bir uluslar arası  kurum ve güç oluşturulmazsa; her diktatör, girdiği her seçimi kazanmış gibi çıkmaya devam eder gider. Sonuçta birçok zavallı halklar da zalim diktatörlerin emrinde kul-köle gibi, itilip kakılmak zorunda kalırlar. Bence Birleşmiş Milletler örgütü; her ülkede iktidarın halk tarafından seçimle oluşturulmasını zorunlu kılabilmeli! Derebeylikler, babadan çocuklarına geçen krallıklar, padişahlıklar ve her ne ad altında olursa olsun diktatörlükler de son bulmalı! Üstelik her ülkedeki seçimlerin baskısız ve hilesiz bir ortamda hürce yapıldığını kontrol ve garanti altına alan; uzman müşahitler ve bunu temin eden bir güç de oluşturmalı.