*Keşke  vurgunlara adı karışan bakanlar, en azından dört bakan, istifa etseydiler! "Suçu kabul ettikleri değil; "gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı oldukları" şeklinde yorumlanırdı. Aslında her dürüst insanın göreviydi böylesi! Hepimiz istifayı takdirle karşılardık.

*Keşke birçok deliller ve kutular dolusu yüz milyonlarca dolar, fotoğraflar ve ses kayıtları ortaya çıkmış olan vurgunları; Öfkeli ve kinli nutuklarla: "Karşıt güçlerin iftirası"  şeklinde  yorumlamaya çabalamayıp; "Suçluların cezalandırılacağı ve yönetimdeki görevlerine son verileceğini" söyleyerek; halkın infial ve hayal sukutunu yatıştırabilseydiler...

*Her şey açık olduğu halde; "İftira... iftira..." diyerek öfkeli nutuklarla üstünü örtmeye kalkışmasaydılar; ne kadar güzel olurdu! Daha çok takdir edilirlerdi; tüm vatandaşların vicdanlarında oluşan kendilerine karşı tepki; daha kolay yumuşardı.

*Delilleri ortada iken, zanlı bakanlar istifa etmediklerine göre; sayın Başbakan, adı geçen bakanları ve onlara yardım edenleri, açıktan olmasa bile, kendi aralarındaki konuşmalarla istifaya davet edebilseydi; hatta zorlasaydı. Saygınlıkları, azalmaz güçlenirdi...

*Ne yazık ki öyle olmadı; tahkikatı yürüten savcının, dosyaların hazırlanmasında ve gerçeğin araştırılmasında görev verdiği, emniyet müdürlerinin neredeyse tümünün yerleri yürütme tarafından değiştirildi. Savcılara ve yargıya yardım eden emniyet müdürleri cezalandırıldı; görevli savcıya yardımcı olmaları da engellendi. Suçlu yüksek görevlilerinin kendi izinleri olmadan; kendileri ve çocukları için takibat yapılması artık yasaklandı. Hayret!

*Bu tasarruf; ne yazık ki, kamuoyunda ve düşünen beyinlerin hepsinde; "Gerçeklerin açığa çıkmaması yönünde aşırı ve telaşlı bir gayret!" olarak algılandı. Oysa hizmet etmiş olmak, devlet paraların zimmete geçirilmesine hak vermezdi.

*Birçok ülkede yürütmenin emrindeki polis ve jandarma gücünden ayrı; savcıların ve yargının işlerini kolaylaştıran, başka bir adli polis gücü var. Böylece, yönetimin üst kademelerindekiler hakkında yürütülen soruşturmalarda; adaletin kullandığı zabıta gücü görevden alıkonamıyor. Keşke bizde de ayrı bir adli zabıta gücü olsaydı! Yönetimdekiler, yargının ve savcıların işlerini kolaylaştıran emniyet müdürleri işlerinden alıkoyamaz; yerlerini değiştirilemezdi.

*Keşke böyle yanlış ve ileride hesabı sorulabilecek haksız işleri yapmasaydılar.

*Savcının görevini yapabilmek için yardım aldığı emniyet müdürlerinin, başka yerlere atanması, haksız ve "Suçların itirafı" gibi algılanan talihsiz bir engelleme oldu. Keşke bu  cürtetkar ve ileride cezaya muhatap olacak yola başvurmasaydılar...

*Baba-oğulun telefon konuşmalarından alındığı anlaşılan milyonlarca dolar rüşvet karşılığında;-Yalnız altın mı kaçırıldı? -Yoksa devlet ve NATO sırları da mı kaçırıldı? Keşke bu da  araştırılabilseydi?