“Duayen Gazeteci”, mesleğinde kendisinden sonra gelenlere öncülük eden, yol gösteren, kendisine danışılan, kıdemli, genç meslektaşlarına örnek olandır.
Ömrünü kaleme ve kelâma adamış, Akşehir'in gür sesi olan Ahmet Şener’de işte o duayen gazeteci dediğimiz sıfata tam anlamıyla uyan bir şahsiyettir. Henüz 24 yaşındayken gazete çıkartacak kadar cesur ve pervasız, yarım yüzyılı aşan bir çaba, gayret ve fedakarlıkla yürütülen bir gazetecilik... Kalemiyle, kelâmıyla hikayesi tam bir duayen; tevazu, samimiyet ve bilgeliğiyle tam bir baba...
Bugün 24 yaşında bir gence teknolojinin son imkânlarını sunarak "Haydi bakalım, şu şehrimiz için ses soluk olabileceğin bir gazete çıkar" desek acaba tepkisi nasıl olur ki? Duayen kelimesini onun için boşuna kullanmıyoruz. Onlar mesleğe ilk başladıkları yıldan bu yana sektörün teknolojik gelişimi ve gazetecilik mesleğinin katettiği evreleri bir bir gördüler, yaşadılar. Bir zamanlar Pervasız Gazetesinin basıldığı TİPO makinelerden, makalelerin entertip adı verilen ve kurşun dökümüyle nasıl kalıplara döküldüğünden, haber ve fotoğrafları nasıl okuyucularına ulaştırıldığına kadar pek çok enteresan süreçlerin yaşandığı Rüştü Bey İşhanı'nda nam-ı diğer Melek Girmez'deki yaşanmışlıklar... Ve oraya uğramadan, Ahmet Amca'yla iki kelam etmeden eve gitmediğim günler... Anılar, anılar...
Ve ve..
Son nefesini vermeden önce "Mahmut Hoca geldi mi, burda mı?" diye soran adam ... Anılarla birlikte özlemimin bir kat daha arttığını hissederken Rabb'imden O'nun için rahmet diliyorum, Cennet diliyorum.
Pervasız Gazetesi'ne de ikinci yarım asrında süreklilik de başarılar diliyorum.