Aslında hiç gerekli olmayan; çok ölümlü büyük kazalara neden yaratması ihtimali de bulunan gösteriş yatırımları; güya ihaleye çıkarılıyor.

İhale yapıldıktan ve kazanan belli olduktan sonra; işi alana elli milyar dolarlık garanti verilmiş!?   "O milyarlarca dolarlık desteğin; ihaleyi alana verileceği" daha önceden ilan edilseydi; belki diğer katılanlar daha çok fiyat kıracaklar ve yaptırılacak iş, kamuya daha ucuza mal olacaktı! Bu torpilli işte, birçok uygunsuzluklar daha var. Öncelikle bu kadar çok ve altından kalkılamayacak kadar pahalı yatırımlar; ancak aşırı zaruret varsa yapılmalı.

Milletin çoğunluğu güç şartlar altında yaşamını zar- zor sürdürürken; çok büyük paraların bazılarının şanını ve namını artırma amaçlı gösteriş yatırımlarına gömülmesi haksızlıktır-İnsafsızlıktır-Savurganlıktır.

Diyelim ki, çok zaruri idi de; yoksul halkın elli milyar doları gözden çıkarıldı. İhalenin şaibesiz olabilmesi için; ihaleyi alana verilecek bu kadar büyük garanti baştan belli olmalı ve ihaleye girenlerin hepsi; hatta tüm millet, böyle bir garanti verileceğini bilmeliydi. Böyle bir garantinin verileceğini bilseler, belki ihaleyi alamayanlar; daha çok indirimle ihaleyi alacaklar ve devlet o işi daha ucuza mal edecekti. Neden böyle açık bir torpil ve haksızlık yapıldı!? Anlamak ve kabullenmek olanaksız... Akla kötü-kötü olasılıklar geliyor. Hatta; "Artık milletin a.....na koyacağız" diyebilen ahlaksız, terbiyesizlerden biri mi himaye edildi" diye düşünenler bile var.  Kamu ihalelerinin aciliyetini ve kaçınılmazlığını; Sayıştay gibi bir kurum araştırmalı ve yapılıp yapılmayacağına; o ihaleyi yapan kurum değil; hem Sayıştay, hem de Danıştay inceleyip, kontrol etmeli.  Bir işin herkese açık ihale ile yaptırılması; o işin düzgün ve dürüst olduğunu, kabul etmeye yetmez. O kadar çok kamu kaynaklarının, yararsız ve gereksiz işlere harcanmamasını sağlamak gerekir.

Halkımız, hak ettiği bir refah düzeyinde yaşamıyor. Aç olarak uyuyup, üşüyerek aç olarak uyanan insanlarımız bile var. Bu güç durumdaki vatandaşlar, "DEVLET EBED-MÜEBBET düşünce sistemine uyarak; hiçbir suç işlemiyorlar. Kimsenin varlığına ve saltanatına göz koymuyorlar. Yakıp yıkmıyorlar. Haklarını aramak için toplumu rahatsız edecek hiçbir eylem yapmıyorlar. Bazı devlet ve millet düşmanları dışında; insanlarımızın çoğu, toplumun huzuru ve istikbali neyi gerektiriyorsa; öyle yapar ve zorda da kalsa öyle yaşar.

*Kamu kaynaklarını har vurup harman savurarak; yakıp yıkarak veya saraylara trilyonlar harcayarak boş götürenler...

*Olaylar çıkarıp kentleri yakıp yıkanlar...

*Doğruluk ve dürüstlükten yan çizenler...

*Daha ne kadar varsa, toplumun hakkını yiyen ve huzurunu bozanlar; sırtına bindikleri ve sayesinde bu saltanatları ve aşırılıkları yapabiliyorlar. Artık devleti ayakta tutan o dürüst ve masum çoğunluğun; canı burnuna kadar geldi. Daha fazla halkımızı tahrik etmesinler! Sonları beter olur!