"Kendi vatandaşlarımız dışındaki, herkese kapatılmalı!" demek bile aklımdan geçiyor. Ülkemize yararlı olacaklar dışında kalanlar, hiçbir şekilde girememeli yurdumuza!

Sınırda yığılanlar; dilimizi bilmiyorlarsa, burada zararlı olma olasılıkları artıyor.   Gerçek bu! Belki "Dilimizi bilmeyenler giremesin!"  dileğim aşırı gibi görünebilir. Fakat görüşümü aşırı bulanlar; bir de "Ankara ve İstanbul sokaklarında, caddelerinde, yerlerde yatarak dilenen güneyimizden girmiş kaçak yabancıların ne kadar çok olduğunu" gelip de görsünler. İki milyonu geçtikleri kesindir.

Bir zamanlar, bizim vatandaşlarımızdan Almanya'ya çalışmak için gidenler de; güçlük çektiler. Fakat bizimkiler oraya çalışmaya gidiyorlardı! Dilenmeye değil! Hiç biri orada dilenmedi; kirli işler yapmadı; çalışarak çoluk çocuklarının geçimlerini sağladılar. Alman ekonomisine çok büyük ve önemli katkılar sağladılar. Savaşta kırılarak; çalışacak ve üretecek elemanı kalmayan Alman sanayisini ve ekonomisini; Türkiye'den oraya çalışmaya giden, kadın ve erkek  kardeşlerimiz yeniden diriltip ayağa kaldırdı.

Şimdilerde ise; kendi vatandaşlarımızın tümüne çalışıp çoluk çocuğunu ve kendini açlıktan kurtaracak kadar iş veremiyoruz. İşsizlikten kıvranan fakat utancından dilenme yolunu seçemeyen sayısız insanlarımız var.

Her gelen yabancıya ve başka ülke vatandaşlarına iş verebilmemiz, hiç olanaksız! Zaten o gelenler iş bulup çalışmak için değil; dilenerek, korunarak ve başka yollarla çalışmadan yaşamak için geliyorlar.

Her gün yüz binlercesi, kaçak veya hileli yollarla girerek burada, dilencilik yapacak olanları, doyuracak ve barındıracak kadar zengin değiliz. Dış borçlarımız, gelirlerimizden kat be kat daha çok!

Zaten asayiş durumumuz da, mükemmel değil! Yeni suçlu namzetlerine ve sürüler halinde yığılan dilencilere hiç ihtiyacımız yok!

Büyük Atatürk'ün, yurdumuzu sömürgecilerin desteğiyle yakıp yıkarak işgal etmeye kalkışanları mağlup edip kovarak kurtardıktan sonra; istikbalimiz için seçtiği ve vasiyet ettiği yol; batı uygarlığıdır. BU yolda devam edebildiğimiz sürece, ilerlemeler ve ekonomik gelişmeler sağladık.

Atatürk'ün çizdiği yoldan ayrılanların hakim olduğu dönemlerde ise; gerileyip yoksullaştık.

Yurdumuzu güneyden gelen ve kültürümüze ters düşenlerin akınlarıyla doldurursak; elde ettiğimiz gelişmeler boşa gider.