Eğer bu acayip proje barış için ise; kimsenin tahrik yolunu seçmemesi gerekir. Ülke çoğunluğunu aşağılayan ve inciten görüntüler olmamalıydı. Tahrikler sürer ve iktidar bunları önleyemezse; büyük bir seçim hezimeti gelir sonunda! Çoğunluğun benimsemediği ve hakaret saydığı bir gidişte ısrarcı olunmamalı. Kökten değişiklik getiren açılım projeleri yaşama geçirilmeden önce, halk oylamasına sunulmalıydı. Oy alırken, ülkeye zarar veren bu kabil açılımları söylememişlerdi. Bu kadar tehlikeli yolda yürüyebilmek için; halktan alınan vekaletin yenilenmesi şarttır. Belki de, azilname gelecek! Atılan yanlış adımlara devam edebilmek için; HEMEN SEÇİM YAPILMALI.
***
FİNANS MERKEZİ BAŞKENTTE OLUR!
Türkiye’de, dünya çapında bir finans merkezi oluşturmaya çalışmak olumlu bir çaba. Fakat gerçekleşmesi mümkün mü? İyi bir araştırma gerektirir. Dünya ekonomisinde 17. Sırada görünsek bile; bunu kişi başına düşen gelirle veya üretim kapasitesiyle hak etmiş değiliz. Nüfusumuzun çokluğu ile; bu düzeyde imiş gibi görünüyoruz.
*Dünyada en borçlu ülkelerden biriyiz. Krizde en çok küçülen ülke olduk! Tüm ulusal gelirimiz borçlarımızın faizine gidiyor. Finans merkezi olabilmemiz epeyce zor. Böyle olanaksız bir hayal uğruna ülkeyi sarsacak büyük giderler yapmak doğru olamaz.
*Merkezi İstanbul’da kurmak için önemli adımlar atılıp giderler yapılıyor. Oysa ülkemizde finans merkezi kurmaya en uygun yer İstanbul Boğazının çevresi değildir. Çünkü:
1-İstanbul trafiği ve gittikçe artan sıkışıklığı Finans merkezinin orada çalışmasına olanak vermez. Ulaşım zorluğu gün geçtikçe artmakta! Üçüncü köprü yığılmayı daha da artıracak. Finans merkezi işleyemez. Dış finansçılar öyle bir trafiği göze alıp gelmez.
2-Londra ile, iSTANBUL'UN şartları ve olanakları farklı! Orası, dünyayı sömürge yapmış, güneş batmayan imparatorluğun merkeziydi. Finans merkezi olması, asırlar önceye dayanmaktadır. Üstelik Londra’da trafik, İstanbul’a göre çok rahat.
3-Osmanlı İmparatorluğunun güçlü döneminde; Don nehrinde yaşayan Rus Kazaklarının bir baskını var. Kayıklarıyla Karadeniz’i geçip İstanbul’u üç gün yağmalamışlar. Korunması güç bir yere, Hazinelerin ve değerli metal depolarının taşınması, büyük riskler içerir.
4-Finans Merkezi kurma bahanesiyle devlet bankalarının ve Merkez Bankasının İstanbul’a götürülmek istenmesi de çok yanlış!
A-Merkez Bankası, Hazine müsteşarlığı nerede ise orada olmalı. Merkez bankasının işlemleri diğer bankalarla değil, Hazine ile!Merkez Bankasını götürmek, devlet merkezini götürmeniN bir ön adımı veya provası olarak algılanacaktır. Böyle bir amaç ve yöneliş ise; Anayasaya aykırı düşer. Daha da önemlisi; böyle bir şeyi düşünmek; Türkiye’nin güvenliği ve geleceğine aykırıdır.
B-İstanbul işgale ve tehlikelere uğramıştır. İnşa Allah böyle bir tehlike yeniden zaman gerçekleşmez.
Milyonda bir de olsa, bu risk göze alınamaz. Kötü örnekler çok! Çar Petro’nun İsveç’ten zapt ettiği kıyı bataklığına kurulan Petersburg’u bile, minik Finlandiya bir süre işgal edebilmiştir.
C-Başkenti kıyılarda olan birçok ülke, iç bölgelere taşıdılar. Hindistan, Brezilya, Libya ve başka birçok örnek var. Bu yüzden Başkentin Ankara olması Anayasamızın değiştirilemez maddesi yapılmıştır. Ucundan kıyısından Ankara’nın içini boşaltmak da, o kesin maddeye aykırı sayılır. D-Osmanlının çöküşten kurtulması için akıl sorulan birçok uzman; “Payitahtın Ankara-Sivas-Kayseri üçgeni içine götürülmesini” tavsiye etmişlerdi. Finans merkezi kurulacaksa, o akılların dikkate alınması gerekir. Finans merkezi için en uygun yer Ankara’dır.