BAŞKENTİMİZ KORUNAKLI BİR YERDE
NAZİF KURUCU
2 şubat günü Televizyonları seyrederken; korkunç fırtınaların, İstanbul'un iki yakasındaki meskun alanlara ve Bursa ile tüm Marmara bölgesinde yarattığı tahribatı görerek... *Yıkıntılar yüzünden yaşamını kaybeden veya suda boğulan vatandaşlarımızın haberlerini de duyunca; üzüntüden kahroldum.Kardeşlerimden biri çocukları ve torunlarıyla İstanbul'da! Üstelik işyeri bir yakada; evi diğer tarafta. Birkaç telefonda ulaşamayıp çok korktum. Israrla arayınca konuşabildim. İşyerinde mal zararı varmış; evde ise, borum kata inerek canlarını korumuşlar...Yüce Allaha şükrettim. Fakat fırtınalar yüzünden ölen vatandaşlarımıza ve evi-damı yıkılanlara üzülmemek mümkün mü?Başkentte Çok şükür rüzgar ve fırtınadan yaşamını kaybeden ve yaralanan olmadı.Büyük Atatürk, ne kadar ileri görüşlüymüş! Devlet merkezini, Anadolu'nun tam ortasına getirerek bugünleri görmüş adeta!*Deniz kabarmalarıyla; fırtınaların ve aşırı kalabalığın, dar bir bölgeye yığılmasının sakıncalarıyla zararları bir yana!*Karadeniz'den-Ege ve Akdeniz'e geçen dost veya düşman gemilerinin...Ve bunların geçişini yasaklamanın veya kontrol altında tutmanın uluslararası hukuka göre olanaksızlığı; elimizi kolumuzu bağlıyor.Batı Trakya ve Balkanlar... Üstelik, Karadeniz'in tüm çevresi bizim kontrolümüzde olmadan; Boğazlarla tüm çevrelerini, tam emniyet altında tutmak olanaksız adeta! ***Meclisin bitişiğindeki Ayrancıda oturuyorduk. Oğlum, bize ve kendilerine Park Oran'da İstanbullu şirketlerin yaptığı çok katlı binalardan birer daire almış. Önce yükseklik korkusu aklımıza geldi. Sonra alıştık gibi. Fakat, eşim pencerelere yaklaşmaktan korkuyor. yirmi metreden fazla olan yükseklik, onu dehşete düşürüyor.Ben de İstanbul'a veya adalara geldiğimizde; boğaza adeta zor sığıyormuş gibi görünen o büyük yabancı gemilere bakarken; "Binlercesinden biri bile, kötü niyet taşısa; büyük tehlike yaratır! Bunların geçmesine yetkim olsa; izin vermem!" diye düşünürüm.İstanbul'da yaşayıp her gün denizden geçmenin tehlikesine; oradakiler iyice alışmış olmalılar ki; yüzlerinde bir korku emaresi görülmüyor.
Yorumlar