İlçemizde 3.’sü düzenlenen Ulusal İlkokullar Arası Nasreddin Hoca Fıkra Canlandırma Yarışması sonuçlanmıştır. Bu organizasyon; Nasreddin Hocayı tanıtmak, Nasreddin Hoca'nın AKŞEHİR'de yaşadığını, Akşehir'de öldüğünü, Nasreddin Hoca’nın AKŞEHİR'li olduğunu göstermek için çok iyi bir girişimdir.
Bu organizasyonu düzenleyen Belediye Başkanımız Salih Akkaya'ya, Belediye Kültür Müdürüne, emeği geçen bütün herkese, Yarışmaya katılan tüm okulların idareci, öğretmen ve öğrencilerine ve de AKŞEHİR Belediyesi sıra yarenlerine sonsuz teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım.
Sıra yarenleri konusunu açıklamadan önce, düne ve bugünümüze bir bakmak gerekiyor. 1969 yılından önce özel kıyafet olarak şalvar don, kuşak, beyaz gömlek ve poşi vardı. 1969 yılında kurulan ve benim de aralarında bulunduğum sıra topluluğu, kendi imkanları ile her yaren sıra büyüklerinin uygun gördüğü elbiseleri yaptırarak gösterilerine devam etmişlerdir.
Nasreddin Hoca sıra topluluğu; evlerde, apartman alt boşluklarında, kütüphane alt kısmında, eski belediye girişi ve nikah salonunda 2003 ile 2004 yıllarında Esnaf Kefalet toplantı salonunda gösterilerini sürdürmüştür. Bu gibi yerlerde 100 ile 200 kişi bu gösterileri izlemişti.
2005 yılında ise Akşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğünün sıra yarenleri topluluğu kurulması ile yeni yapılan 550 kişilik kültür merkezinde her iki yaren topluluğu 15 günde bir sıra gösterilerini yapmışlardır.
Akşehir Belediyesi sponsorluğunda sıcak bir ortam ve de müzisyenleri ile beraber ilçemiz halkı rahatlıkla eş ve çocuklarıyla beraber izleme olanağı bulmuşlardır. Yaren topluluğuna bu imkanı sunduğu için bir eski yaren olarak teşekkürlerimi sunarım.
2004 ve 2005 yıllarında, her iki yaren guruplarında özel kıyafetleri; yiğitbaşı tarafı kırmızı, kahya beyi tarafı mavi olup, gömlek sarı ve mavi giymekteler. Yaren guruplarında başta fes, boynunda poşi, yakasız gömlek, işlik, saltaya bağlı zincirli köstek, siyah şalvar, ayaklarında işlemeli yün çorap, ayakkabıları ise yemeni (kısa topuklu deriden). Bu giysiler 2005 yılında Belediye sıra yarenlerinde görülmekte idi.
Gün geçtikçe yaren toplulukları eleman bulmakta zorlanmaktadırlar. Bunun çeşitli nedenleri ise televizyon kanallarının çokluğu, dizileri, maçların belgesellerin oluşu ve daha birçok nedenleri saymak mümkündür.
Bir yarene sıra topluluğunu nasıl sevdirebiliriz?
1969 yılı ve daha önceki sıra yaren toplulukları kendi imkanları ile eğlenmesini, kaynaşmasını çok iyi bilmekte idiler. Bu guruplar hafta sonları, herse vurarak ve kahvaltı sohbetleri yaparak sıra gösterilerini bitirirlerdi. Yaz günleri ise bayram tatillerinde biriktirmiş oldukları paralarla Türkiye’nin turistik yerleri olan Akdeniz bölgesini Silifke’den İskenderun’a, Gaziantep, Kilis, Marmaris gibi tatil beldelerine 1978 yılında 5 taksi olmak üzere 20 kişi Kıbrıs gezisine gitmişlerdir. Ben askeri memur olduğum için bu geziye katılamadım ama sonradan ben de 2 yıl Kıbrıs Girne’de görev yaptım. 1969 yılı Nasreddin Hoca yarenleri sıra gösterileri devam ederken de Ilgın, Gazlı Göl, Gecek, Ömerli ve de Bolvadin Heybeli kaplıcalarına hafta sonları giderek hoşça vakit geçirmişlerdir.
Yukarıdaki hususları göz önüne alarak, sıra topluluğuna sponsor olacak, ilçemizde bulunan mesleki kuruluşlar, iş adamlarımızın katkıları sayesinde yaren topluluklarının kaynaşması için çeşitli etkinlikler yapılması gerekmektedir. Kaplıca gezileri, yemek ve kahvaltılarda buluşturulması, küçük esnaflarımızın yapmış oldukları katkıların devamının sağlanması gibi.
“Birlikten kuvvet doğar” der atalarımız. Geçmişini unutanlar ileriye umutla bakamazlar. Rivayete göre 700-800 yıldır süre gelen bu gelenek ve göreneklerimize sahip çıkmamız gerekmektedir.
İlerdeki yazılarımda buluşmak üzere hoşça kalınız.