İnsanları tanıyamazsınız. “Ne kadar tanıdım” deseniz de tanıyamazsınız. Muamma. Rastlantıyla girmiştir hayatınıza.
Sabahları otobüs durağında karşılaşırsınız. Yollarda. Akşamüstleri iş dönüşü. Ne kadar tanırsınız insanları? Kimi arkadaşınızdır; dostunuzdur, sevdiğinizdir. Ne bileyim işte kapı komşunuzdur. Bazıları da size yakınlık gösterirler. Sanırsınız ki arkadaş, sanırsınız ki dost. Hep bir menfaat, hep bir çıkar dostluğu. Size yakınlıkta yarar sağlamaya çalışırlar.
Tatillerde buluşursunuz. Bir kahvede. Bir mesire yerinde. Dostsunuz ya. Arkadaşsınız ya. Arkadaşlığınızı dostluğunuza görenler imrenir. Hatta bu dostluğunun size dalkavukluk, yalakalık olduğunu söyleyenler de bulunur. İnanmazsınız, konduramazsınız, bağlanmışsınızdır.
Günler geçer. Aylar geçer. Dostluk kalmamış. Palazlanmış arkadaş. Çevresinde desteklerle, el etek öpmelerle bir yere gelmiş. Boş tenekedir; tın tın. Destekler ala ala size köstek olmaya çalışır. İyi de seni oraya getirenler kim? Hani arkadaşlık! Hani nerede dostluk!.. Ne oldu? Artık sizi geçmiştir. Artık sizi küçük görmeye de başlar. İyilikler görünmez. Daha da öteye gider sözler; “yapmasaydın” olur.
“Dost dost diye nicesine sarıldım” der Aşık Veysel. “Dost belli değil, düşman belli değil” der, zaman gelir insanoğlu. “Dost” diye sarılırsın, sonra bir an gelir ne dost kalır ne dostluk. Kesersin selamı kelamı. Uzaktan uzağa bir merhaba. Onu da görürsen, göz göze gelirsen, yoksa yolunu değiştirirsin. Görmemezlikten gelirsin.
Düşünsenize insanın insana yaptığını hayvanlar birbirlerine yapmaz. Hayvan hayvana kıymaz. Hayvan adı üstünde. Hayvanın hayvana saygısızlığını gördünüz mü? Eşeğin eşeğe, tilkinin tilkiye, ördeğin ördeğe, köpeğin kediye ağır sözler söylediğini, incittiğini, kırdığını gördünüz mü? Göremezsiniz.
İnsanlar birbirini öldürmek için en büyük bombaları yaparlar. Silahlar, gazlar, mikroplar üretirler. Bu, İnsanın insana düşmanlığıdır. İnsan insanlığa böyle gösterir insanlığını. Sonra da bunları bulanları ödüllendirirler.
Düşünüyorum da ne bireysel olarak birbirimize ne de insan olarak insanlığa saygının, sevginin, dostluğun kalmadığı bir zamandayız. Öyle bir zamandayız işte. Hep kalbimizi kanatanlar kaldı hatırımızda, hep bizi üzenler, kıranlar. İyi gün dostlukları iyi günlerde gelir geçer.
…Ve insanı en çok da en çok sevdikleri yaralar. Kanatır kalbini. Bakarsın uzaktan zamana. Sevdiklerin, dost bildiklerin uzakta kalmış. Anılardan bile kurtulmak istersin.
İnsanlığımızı ileriye sevgiye doğru yürüyerek ispat etmeliyiz. Ne güzel söylemiş Sait Faik Abasıyanık; “İnsanı sevmekle başlar her şey” diye. Ne güzel bir söz. İnsanı sevmekle başlamalıyız, insanlığımızı ispat ederek.