Eğer yaş atmış ya da yetmiş iş bitmiş diyenlerden değilseniz yaş almaktan korkmayın, inanın siz ikinci baharınızı yaşamayı sonuna kadar hak ediyorsunuz. Şikâyet eden değil, şükür ve hamd eden biri olarak, zaten her yaşın kendine özgü güzellikleri olduğu bilincindesiniz.
Yirmili yaşlara kadar tamamen ailenize bağlı yaşadınız. İş kurmak, evlilik, çocuk yetiştirmek ve geçim derdi derken, ardından onların yuva kurmaları için çabaladınız ve nihayet ellili yaşlara ulaşarak, kendinize zaman ayırma vaktiniz geldi.
İşini ve yuvasını kuran çocuklarınız, evden uçtu gittiler. Bundan sonra eskisi kadar elinize ayağınıza takılan kalmadığından, kimseye danışmadan her yere gidebilir, yer içer ve kalabilirsiniz.
Artık her manada özgür ve sadeliğin güzellik olduğunu, kabullendiğiniz yaşlardasınız.
Bir miktar dünya telaşelerinden soyutlanmış, kendinize göre çevre edinmiş ve geçmişi sorgulamaktan vazgeçerek, keşkelerinizi toprağa gömdüğünüz dönemdesiniz.
Eşinizle olan ilişkiniz yolundadır ve birbirinize olan güveniniz tamdır artık vakit, günün çoğunu birlikte geçirme vaktidir.
Kesinlikle her konuda prensip sahibi olun.
Kapınız nezaketle ve gülümsemeyle, herkese açık olsun.
Konuşarak değil, yaşayarak topluma örnek olun.
Kahve köşelerinde masa kapmak yerine, mutlaka dünya görüşünüze uygun sivil toplum kuruluşlarında görev alın.
Namazınızı mümkün oldukça camide kılın ve işlerinizi namaz vakitlerine göre ayarlayın.
Kıyafetleriniz yıpranmış olmasın, eşinizle uyumlu ve yaşınıza uygun giyim tarzınız olsun, her zaman düzenli ve bakımlı olun.
Sabahları erken kalkın, eşinizle birlikte az çok demeden jimnastik hareketleri yapın, sonrasında uzun yürüyüşler yaparak güne başlayın. Hafta da bir de, doğa yürüyüşleri yapmaya çalışın.
Günlük gazete, dergi ve kitap okumaları yaparak kendinizi daima güncelleyin. Her konuda az çok bilgi sahibi olun ama bazı konularda akil düşüncelere sahip olun ki, çevrenizde ihtiyaç duyulan ve danışılan biri olmaya devam edin.
Kabiliyetiniz varsa ahşap işleriyle meşgul olun, şiir yazın, resim yapın, hayat tecrübelerinizi ya da başka konularda makale veya kitap yazın, mümkünse bahçe işleri gibi hobileriniz olsun.
Eşinizle karşılıklı kahve içerken, uzun sohbetler yapmayı ihmal etmeyin!
Haftada bir eşinizle birlikte hazırladığınız yemeğe, çocuklarınızı ve torunlarınızı eksiksiz davet edin. Yemek sonrası aile birliğinin öneminden başlayarak, hatıralarınızdan ve güncel meselelerden oluşan uzun sohbetler yapın.
Yeme içmelerinizi belli saatlerde ve miktarlarda yapmaya özen gösterin. Suyu çok için, meyveyi ve kuruyemişi ara öğünlerde, tatlıyı yemeklerden önce tüketmeye gayret edin, sebze yemeklerini artırırken, et yemeklerini azaltın.
Sağlığınıza çok dikkat edin ama sık sıkta serzenişlerde bulunmayın!
Çocuklarınız dahil, kimseden gereksiz talep ve isteklerde bulunmayın, maddi ve manevi yük olmayın.
Sürekli çocuklarınızın yanlarında bulunup, onların iş ve özel hayatlarına müdahalede bulunmayın!
Torunlarınızla, anne ve babasının önüne geçmeden, onlara rağmen davranmadan ilgilenin.
Gelininize veya damadınıza saygılı ve mesafeli olun.
Çocuklarınızın yanlışlarını bıkıp usanmadan ama kırıp dökmeden anlatın. Onlardan faydalanmak yerine nasıl faydalı olabilirim, hayatlarını nasıl kolaylaştırırım diye düşünün.
Arkadaşlarınıza, dostlarınıza veya aile bireylerinize yaptığınız ziyaretlerin, sık sık ve uzun olmamasına dikkat edin.
Yaşınız geçmişe merdiven değil, geleceğe bir köprü olsun.
Çevrede ve ailenizde sorun çıkaran değil her daim çözen olun, hele ki akrabalara ilişkin sorunlar bırakmayın! Ne siz herkesi sevebilirsiniz, nede herkes sizi sevmek zorunda, kişileri değiştirmeğe çalışmak yerine, olduğu gibi kabullenin.
İyi anılar bırakmak için gülümseyin, gülümsetin, sert mizaçlı değil yumuşak huylu ve naif bir yapıda olun.
İnsanlara dürüst olmalarını, inandıkları gibi yaşamalarını ve kendilerine nasıl davranılmasını istiyorlarsa öyle davranmalarını, insan ve hayvanlara saygılı ve hoşgörülü olmalarını ve diğer tüm canlılara da zarar vermemelerini öğütleyin.
Varlıklıysanız arkanızdan dua edecek bir nesil bırakmak adına, öksüz ve yetim çocukların okumaları için burs verin, özellikle de 4-6 yaş gurubundaki çocukların temel İslami ilimleri öğrenebilecekleri anaokulu yaptırın.
Unutmayın, ölümden değil pejmürde yaşamaktan ve birilerine muhtaç kalıp, kapılara bakarak ölmekten korkun!