Ağustos 1914'de Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığına getirilen Cevat Paşa,18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferinin kazanılmasında büyük pay sahibi olarak tarihe geçti.

14 Eylül 1870'te İstanbul'da doğan Cevat Paşa, Müşir Şakir Paşa'nın oğlu ve aslen Malatya'nın Arapgir ilçesindendir. Mensup olduğu Çobanoğluzade ailesi Arapgir'in önemli Türk ailelerinden olup, çok sayıda asker ve memur çıkartmıştır. Akkoyunlu hanedanının Gökbeyi kolundan gelen ve kendisi gibi Arapgirli olan Sadrazam Yusuf Kamil Paşa ile akrabadır.

Galatasaray Lisesi'ni bitirerek 1888 yılında girdiği Harp Okulu'ndan, 1891 yılında Üsteğmen ve 1892 yılında girdiği Harp Akademisi'ni de 1894 yılında birincilikle bitirerek, Kurmay Yüzbaşı olarak mezun oldu.

1894-1900 yılları arasında "Padişah Yaveri" sıfatıyla, Maiyet-i Şer'iye Erkan-ı Harbiyesi'nde görev yaptı. 26 Ağustos 1895 de görevlendirildiği  Fransa da dört yıl kaldı. 7 Şubat 1899 da ise Babası Şakir Paşa'nın refakatinde Bulgaristan'a ve aynı yıl Lahey'de toplanan Silahların Yasaklanması-Silahsızlanma Konferansı'na gönderildi. 1905 yılında Edirne'nin tahkimi için Tophane-i  Amire'de teşkil eden kurumda görev aldı. 1907 yılında ise yeni örgütlenmenin süratle uygulanması için dört ay 2. Ordu'da görev yaptı. 1907 de Birinci Ferik rütbesine terfi ettiyse de, çok çabuk ilerleyenlerin rütbeleri 1909 yılında Tasfiye-i Rütbe Kanunu gereğince geri alınınca, Kaymakam rütbesine tenzil edildi. 1909-1910 yılları arasında, Harp Akademisi Komutanı olarak görev yaptı. Askeri yeteneği sayesinde devlet idaresi ve ordu yönetiminde hızla yükseldi. Ocak 1911 ve 1912'de 1. Ordu Kurmay Başkanı oldu.

 Balkan Savaşları sırasında Eylül 1912-1913 tarihleri arasında Şark Ordusu Kurmay Başkanı ve Çatalca Ordusu Topçu Komutanlığı Kurmay Başkanı olarak görev yaptı. Savaş sonrası Şubat 1913-1914 tarihleri arasında 9. Tümen Komutanı ve iki defa Osmanlı-Bulgar Sınır Komisyonu Başkanlığı görevinde bulundu.

10 Ağustos 1914 de Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığı görevine atandı. 29 Kasım 1914 de tekrar Mirliva rütbesine terfi etti ve Paşa oldu. Komutanlık boğazın ve kıyıların savunmasından sorumluydu. 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Savaşları'ndaki üstün başarıları dolayısıyla "18 Mart Kahramanı" unvanını aldı.

9 Ekim 1915 de 14. Kolordu Komutanı, 1916 da 15. Kolordu Komutanı olarak Galiçya Cephesi'nde görev yaptı. 19 Ağustos 1917 de tekrar 14. Kolordu Komutanı, 8 Kasım 1917 de 8. Kolordu Komutanı, 24 Kasım 1917 de 2. Ordu Komutan Vekili olarak atandı. 2 Aralık 1917 de Yıldırım Ordular Grubu komutası altındaki 8. Ordu Komutanlığı görevine atanarak, Filistin Cephesi'ne gönderildi. Burada Yıldırım Ordular Grubu komutanı Müşir Liman von Sanders, 7. Ordu komutanı Mirliva Mustafa Kemal Paşa ve 4. Ordu komutanı Mirliva Mersinli Cemal Paşa ile birlikte görev yaptı.

3 Kasım 1918 de Umumî Karargâh Reisi olarak atandı. 19 Aralık 1918 - 13 Ocak 1919 tarihleri arasında, Harbiye Nazırı olarak görev yaptı. Mondros Mütarekesi imzalandığı sırada Genelkurmay Başkanlığı görevini, Fevzi Paşa'nın vekili olarak yürütüyordu. Fevzi Paşa, İngiliz Ordusu'nun İstanbul'u işgal edeceği belli olunca, onları karşılamamak için 20 gün hastalık izni almıştı. Daha sonra Yunanların İzmir'e çıkmalarından hemen önce 14 Mayıs 1919 tarihinde, Fevzi Paşa görevden alındı ve aynı gün Fevzi Paşa'nın yerine, Erkân-ı Harbiye-i Umumîye Reisi olarak atandı. Bu görevini, 2 Aralık 1919'a kadar sürdürdü.

16 Mart 1920 tarihinde İstanbul'u işgal eden İngiliz kuvvetleri tarafından tutuklandı, Bekirağa Bölüğü'nde bir hafta alıkonulduktan sonra 22 Mart'ta bir savaş gemisiyle, Malta'ya 2773 no'lu sürgün olarak gönderildi.

23 Ekim 1921 tarihinde TBMM ve İngiltere Hükûmeti arasında imzalanan takas anlaşması ile 15 Ocak 1922 de Ankara'ya döndü ve 9 Şubat 1922 de karargâhı Diyarbakır'da olan El-Cezire Bölgesi Komutanlığı görevine atandı. 21 Ekim 1922 de yeniden oluşturulan 3. Ordu Müfettişi oldu. 31 Ekim 1922 de bu görevinden istifa ederek Elaziz mebusu oldu.

17 Kasım 1924 de hem ordudaki görevlerini sürdüren hem de Mecliste bulunan yüksek rütbeli subaylara birini tercih etmeleri istenmesi üzerine, 25 Aralık 1924 de mebusluktan istifa etti ve aynı gün Askeri Şura Üyeliği'ne atandı. 14 Eylül 1935 de Orgeneral rütbesinde Askeri Şûra Üyesi olarak görev yaparken yaş haddinden emekliye ayrıldı.

Aldığı bir çok madalya, taktirname ve nişan'ın yanında, Kırmızı şeritli İstiklâl Madalya sahibi de olan Cevat Çobanlı Paşa, Kadıköy'deki evinde 13 Mart 1938 tarihinde 68 yaşında öldü ve Erenköy Mezarlığı'nda toprağa verildi. Daha sonra, Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanları ve Atatürk'ün silah arkadaşları için Atatürk Orman Çiftliği arazisinde oluşturulan Devlet Mezarlığı'na kemikleri nakledildi.