Toplumda dünya yalan sözü birçok insanın kafasında yer aldığını, hayata ve dünyaya bu gözle baktığını, bunun da İslam’ın bir görüşü zannedildiğini görürüz.

Acaba bu insanlar gördüklerine inanmıyorlar mı? Acaba akıllarından şüpheleri mi var?

Aslında Yunan filozoflarının görüşü olan ve Yunan bir şarkıcının söylediği ve Nilüfer'in Türkçe seslendirdiği Yalan Dünya şarkısı ve bazı türlü ve şarkılar toplumun  bir kısmının kafasında yer etmiştir. Ağırlıklı şarkı ve türkülerde (Neşat Erşan da) yer alan bu düşünce hiçbir âyet ve Hadis-i  Şerifde böyle bir düşünce olmamasına rağmen İslami bir düşünce olarak algılanması ne kadar yanlış ve üzücüdür.

Allah ve insan sevgisini çok güzel dile getiren Yunus Emre'nin Ah yalan Dünya, yalan Dünya şiiri vefâ ve dünyanın fâni oluşu konusunu anlatmaktadır.

Allah Kur'an-ı Kerim'de defalarca yer gök ve arasındakileri hak- gerçek olarak yarattığını, "Ey Rabbimiz! "Sen bunları boşuna yaratmadın", Âl-i Imran 190-191) ve yine "insanı ise boşuna yaratmadığını" ve "başıboşda bırakmadığını" bildirilmektedir. Neden Yunan düşünürünün sözü kafalara yerleşir de Kur'an-ı Kerim'de ki Allah'ın beyanı bilinmez ve itibar edilmez.

Dünyayı yalan saymak, boş görmek, değer vermemek felsefede hiççilik denilen nihilist akımdır. Hayatı anlamsız görmek Allah'ın yaratılış gayesine uygun değildir. Allah abesle iştigal etmez. Anlamsız ve manasız bir şey yapmaz. O Hakîmdir. Herşeyi hikmetle yapandır.

İnsanın ve canlılarının fani olması başka, yalan olması başka şeydir.

Dünyayı yalan kabul etmek, insanı tembelliğe, boş vermişliğe, hiççiliğe, anlamsızlığa götürürken,

Kainatın HAK olduğunu kabul etmek insanı sorumluluğa, çalışmaya, gayret etmeye, daha güzel bir dünyanın oluşması gayretine götürür.

Kâinatta herşey özünde Allah'ın varlığının  âyet denilen delillerindendir. Herşey Allah'ı tesbih, zikir ederler. Herşey insanın istifadesine sunulduğu gibi, dünya ebedi hayatın kazanılacağı âhiretin tarlasıdır.

İslam orta yolu gösterir. Dünyayı yalan sayan, hiççiliğe, tembelliğe, boş vermişliğe giden yol ne kadar yanlışsa, dünyaya taparcasına bağlılık, dünya perestlik (Sekülerizm) de o kadar yanlıştır. İnsanın istifadesine sunulan dünyadan insan istifade edecek hatta imar etmesi, kıyamet koparken bile olsa elinde bir fidan (yapacağı iş) varsa onu yapmalıdır. Kendisi faydalanmasa bile başkaları faydalanacaktır. Bu dünyada karşılığını görmese ahirette mükâfatını görecektir.

İnsanın maddeye hakim olması gerekirken, maddenin esiri ve mahkumu olması da insan için bir küçülme, değersizleşmedir.

"İnsan için ancak çalışmasının karşılığı vardır. Karşılığını da mutlaka görecektir." Allah çalışanı sever, tembel ve asalak geçineni sevmez.

Dünya yalan olmadığı gibi hiççiliğe yer yoktur. Dünyaya taparcasına bağlanmak, ahireti unutmak da yanlışların, kötülüklerin başıdır.

Dünya güzeldir. İnsanın istifadesine sunulmuştur. Allah'ın ayetidir. Yeryüzünü imar etmek insanın görevidir.

Unutmamak gerekir ki Cennet ve nimetleri daha güzeldir. O güzellikleri kazanmak için hakka inanmalı, haktan ayrılmamalıdır.