Hepimiz duanın gücüne inanırız öyle değil mi? Allah’a olan inancımızdır bizi ayakta tutan. Allah inancı olmadığını iddia edenler bile başı her sıkıştığında Allah’a sığınmaktan vazgeçemez.

Bana göre dua; insanın Allah’la konuşması, dertleşmesidir. Bize şah damarımızdan yakın olana halimizi arz etmek ve cevabının her ne şekilde olursa olsun geleceğini bilmek muhteşem bir güç. Kendi adıma en iyi psikolojik tedavi yöntemidir.

Biliyorsunuz ben ilahiyatçı değilim. Duanın gücünü ve psikoloji üzerindeki etkilerini uzman gözünden irdelemek istedim. İlahiyatçı Doç. Dr. Ali Kozan bu konuda imdadıma yetişti ve duanın psikoloji üzerindeki etkilerini kaynaklarıyla birlikte açıkladı.  

Şimdi sözü kendisine bırakıyorum.

İnanan insan için yaratıcısı ile iletişim yollarından biri olan dua, bireyin ruhsal dünyasına kulak verdiği ve durumunu Yaratan’ına arz ettiği bir haldir. Bu hal aynı zamanda bireyin psikolojik alanını da düzenlemektedir.

Foulquie’ye göre de dua, bireyin kendisini unutarak aşkın varlığa yönelmesidir. O’nun var olduğunu ve bu varlığının mahiyetinin bilincine erişmesi ve huzurunda deruni bir hayranlık yaşamasıdır. (1) Nitekim psikolojik açıdan yapılan tahlillerde, duanın İlahi yardımı istemek için başvurulan genel bir ruhsal mekanizma olduğu vurgulanmaktadır. (2)

Alexis Carrel da, duanın bilinçli bir şekilde alışkanlık haline getirilmesi durumunda bireyin kişiliğine olumlu etkilerinin olacağını, böyle değerlendirildiği takdirde ise birey için bir yaşam tarzı haline gelebileceğini belirtmiştir. (3)

Dua, bireyin Yüce olduğuna inandığı kutsal varlıkla konuşarak kendi acizliğinin farkına varmasıdır. Bu açıdan duadaki temel özellik, “eksiklik şuuru”dur. İşte birey de, kendindeki bu eksiklik duygusundan meydan gelen gerginliği gidermek için dua eder. (4)

Dua, iki psikolojik süreçte ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki; duanın edildiği andaki, kişiyi duaya iten anlık psikolojik süreçtir. Bu süreçte bir anlık korku, acziyet hissi, yardıma ihtiyaç duyma, taşan ve kişiyi duaya iten genelde şükür ve övgü duaları içeren derin bir kulluk şuuru veya dünyevi bir menfaate yönelik arzu gibi hususlar kişiyi duaya yönlendirmektedir. Bunlar, duayı ortaya çıkaran geçici güdülerdir. Üzerinde durulması gereken ikinci psikolojik süreç ise başlangıçtan günümüze insanlardaki dua yöneliminin altında yatan, dünyanın her yerinde, her din ve gelenekte insanların dua etmelerini sağlayan psikolojik süreçtir. Bu ise “uzun vadeli psikolojik süreç” olup inançla ilgili Allah aşkı, cennet arzusu ve cehennem korkusu gibi duygularla yapılan dualardır. (5)

Kişinin zihninde dua etme isteği uyandığında, aynı zamanda bir umut ışığı da belirmiş demektir. Böylelikle kişi dua ederken de, ettikten sonra da psikolojik olarak tam bir güven içinde olduğunu hissetmektedir. (6)

İnsan kendisi için neyin hayırlı neyin şerli olduğu konusunda da kesin bir bilgiye sahip değildir. “…Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilemezsiniz.” (Bakara 216) ayetinde ifade edildiği üzere insan Allah’tan bir şeyi isterken sonucunu tahmin edemeyeceği konularda dikkatli olmalı hatta takdirini Allah’a bırakmalıdır. Yapabileceğini yapıp gerisini Allah’a havale etmeli ve sabrederek O’nun takdirine razı olmalıdır. Ola ki isteği kendisi için fayda sağlamayacaktır ya da isteğin kabulü için zaman uygun değildir veya Allah isteğinden daha iyisini verecektir.

Güzel bir duayla bitirelim mi?

Allah’ım; bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır ve her ikisi arasındaki farkı bilmek için akıl ver.

Kaynaklar:

1. Paul Foulquie, Pedagoji Sözlüğü 1, Dictionnaire de la Langue Pedagogique, (çev. Cenap Karakaya), Sosyal Yayınlar, İstanbul 1994, s. 112.

2. Osman Cilacı, “Dua”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt. 9, İstanbul 1994, s. 529.

3. Alexis Carrel, Dua, (çev. M. Alper Yücetürk), Yağmur Yayınevi, İstanbul 1961, s. 27.

4. Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 1993, s. 213.

5. Ümit Horozcu,  Din Psikolojisi Açısından Dünyevi İstek Duaları, Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2010, s. 82-83.

6. Nurten Kimter, “Dinî İnanç, İbadet ve Duanın Umutsuzlukla İlişkisi Üzerine”, Gençlik, Din ve Değerler Psikolojisi, (ed. Hayati Hökelekli), Ankara Okulu Yayınları Ankara 2002, s. 192.