Her olaya ve gelişmeye karşı; insanların hepsi aynı tepkiyi göstermez. Genellikle her bireyin; esas olarak kendi çıkarlarına uygun bir davranışı vardır. Sübjektif emellerini hiçe sayarak; yansız ve tarafsız davrananlar neredeyse binde bir mesabesinde bile değildir.
Aslında Yüce Tanrı tarafından, yalnız insanlar değil; diğer canlılar, hatta bitkiler ve mikroskobik varlıklar da, kendi yaşamlarını ve gelişimlerini ön planda tutacak; kendi hayatiyetlerini ve nesillerini sürdürecek yönde yaratılmışlar.
Toplumsal ve politik ayrışmaların temelinde de; bireylerin ve toplumların bakış açılarında, hatta her davranışlarında; farklı ve çoğu kez çıkarlarına göre yönelmelerinin etkisi vardır.
Bunun dışında, gözlerimiz ve beynimiz de; bir nesneye veya olaya baktığımız yere göre; değişik algılamakta ve görmektedir.
Erken uyumaya alışmışım. Uyanınca penceremden, uzak tepeleri seyrederim.
Bizim blokların yakınında iki devasa yapı var. Biri bitmiş; 25 katlı kadar! Sitenin yönetimi ve elemanları kullanıyor. Diğeri ise dev gibi çifte vinçlerle, malzemeleri yükselen katlardaki ustalarla işçilere ulaştırılarak aşırı yükseltilmekte... Her katın betonu dökülünce; kalın demirli betondan ana direğe; katın numarasını Kırmızı büyük rakamlarla yazılmış olarak yapıştırıyorlar. En son rakam 34 olarak okunuyor. Bu siteleri yaptırıp satanlar ise; ne kooperatifler ve ne de Ankaralı! İstanbul'daki şirketler yapıp daire, daire satıyor o gökdelenleri!
Amacım bunları anlatmak değildi; fakat Bakış açısını konu yapmama; o binalar neden oldu. Sitenin Bahçesinden ve aynı suyu elektrikle dolandırarak, ırmaklar, içinde kuğular, kazlar, ördekler ve pelikanlar yüzen havuzlar haline getiren taraftan baktığımda; öndeki bitmiş 25 katlı yapı; arkada devam eden 34. katı dökülüp üstüne iki çatı katı yapılandan, daha yüksek görünüyor. Penceremden bakınca ise; devam eden yapının bitmiş olandan çok daha yüksek olduğu besbelli oluyor. Bu fiziki bir durum!
İnsanların davranışlarının yönelişinde de; olaylara ve gelişmelere kendi konumlarına göre bakmalarının etkisi büyüktür. Bu yüzden birinin Ak dediğine, öbürünün kara demesine şaşmamak gerekir. Bu çelişki, nesnelerin ve özellikle canlıların tabiatında vardır.
Demokrasilerin tam olabilmesi için; ne kadar birbirinden farklı ve ne kadar aykırı olursa olsun; herkesin kendi fikirlerini ifade edebilmesine izin vermek gerekir. O değişik fikirlerin ortalaması bulunur ve toplumsal barış daha kolay sağlanır.
Değişik bakış açılarını ve tüm toplumun yaşama hakkını hiç dikkate almayarak; yalnız kendi istek ve arzularını,zorlamaya kalkan megalomanlar ise; müeyyidelerle karşılanmaya mutlaka bir gün müstahak olurlar.