*Birçok büyük kentimizde ve özellikle İstanbul ve Ankara'da asansörler düşüyor; insanlar ölüyor veya sakatlanıyor.

*Bir keresinde, asansörün tabanı çökmüş, iki kişi yüksekten düşüp, yere çakılarak ölmüşler.

Bu cinayetlere kaza denilemez.Mutlaka sorumluları bulunup cezalandırılmalı ve gerektiği kadar tazminat ödemeliler.

Kimler sorumlu sayılabilir?

*Elbette o çürük ve arızalı asansörleri imal veya ithal ederek satanlar, birinci derecede sorumludurlar. Her satıcı, sattığı malın bozuk olmasından doğan sakatlık, hastalık ve ölümlerden sorumludur.

*O binaların müteahhitleri ve inşaatçıları da sorumluluğa ortaktırlar. Bunlar bir şirket veya kooperatif de olsalar; binalarına koydukları asansörlerin sağlam olmasını sağlamak zorundadırlar. Zamanla eskiyenleri yenilemek ve tehlike olasılığını sıfıra indirmek de, onların görevidir.

Şimdilerde, büyük kentlerimiz gökdelenlerle dolduruldu. Bunları yapan; ve iki katlı olsaydı dört daire ancak sığacak arsaya, otuz-kırk; bazen da yüze yakın daire sığdıran İstanbul'daki şirketler ve her yerdeki kooperatif yöneticileri; bu işten büyük kazanç sağlıyor. O nimetlerin karşılığında; insanlarımızın telef olmamalarını sağlamak; en önemli görevleri ve borçlarıdır.

*Belediyeleri ve sayın başkanlarını da unutmayalım.  Bir yere dört kat iznini zor verirken; başka yere kırk kat ve daha fazla izni vermek; nasıl açıklanabilir? Bazılarının bu torpilli işlerden büyük çıkar sağladığı sıkça konuşuluyor; Belki de iftiradır. Zaten kazanç sağlamamış olsalar da belediyelerin en önemli görevlerinden biri; beldelerinde yapılacak binaların tehlikeli olmamasını sağlamaktır.

Yapılan binalarda meydana gelen tehlikelerden ve asansörlerinde yaşanan düşme ve ölümlerden belediye başkanları ve ruhsata imza atan fen adamlarıyla diğerleri de sorumludurlar.

Mülki idare amirlerinin, özellikle iktidara mensup belediyeleri kontrol etmesi zor da olsa; onların da vatandaşların can emniyetlerini sağlamak için; uzak yerlere sürülme tehlikesini göze alarak kontrol görevlerini yapmaları gerekir.

Girmek istediğimiz ve bizi üye yapmamak için direnen Avrupa Birliğindeki ülkelerde; her yetkili ve görevli, vazifesini yasalara göre rahatça yapıyor. Bundan iktidar mensupları zarar görseler bile; görevini tam yapanlara hiçbir zarar gelmiyor. Ülkemizde ise durum tam tersine. Hiç umut yok mu? Biraz var. Bizde de görevini yaparken politik kaygıları dikkate almayan yetkililer çok az da olsa var. Bunlar çoğalacak, herkes görevini rahatça yapacak; bizim ülkemiz de birinci lige mutlaka çıkacak!