Felsefe şiir ilişkisi ilk çağdan günümüze kadar süre gelmiştir. Felsefe tarihin de şiire ve edebiyata mesafeli filozoflarla olduğu kadar felsefeyi ve şiiri uzlaştırabilen filozoflarda olmuştur. Rahmetli Ahmet Çuhacı hocamız felsefe ve şiiri aynı akış yatağında birleştirebilen sayılı felsefeci ve şairlerden birisi olmayı başarmıştır.

Bugün, modern şiirimize bir göz attığımızda, -sayılı örnekleri dışarda tutarsak-imge yığına dönüşen, okuyucu da belli bir duygu durumu yaratsa bile ne dediği belli olmayan, yaşamda hangi değeri sahiplendiği belirsiz, şiirsel metinlerle karşılaşıyoruz. Dolayısıyla bu tür şiirler, okunduktan sonra hemen unutulup gidiyor. Şiirin ömrünü uzatan, kalıcılığını sağlayan düşünsel (felsefi) öz dediğimiz etkenlerdir. İçinde felsefi öz bulundurmayan şiirler toplumsal bellekte karşılığını bulamıyor.

İyi bir şiir, bireysel eleştiri ve övgülerden öte evrenselliğe kavuşmadan önce toplumun onayından geçer. Bu süzgeç, onu diğerlerinden ayırarak yüksek bir tahta oturtur ve tescil bayrağını göndere çeker. Elbette bu başarı her usta şair için pek kolay olmayacaktır. Bir usta vardır ki yüzlerce eser ortaya koyar ama onun şanını duyuracak olan eserler, genellikle üç-beşi geçmez. Ama o üç-beş eseri ortaya koymak için şairin bütün bilgi ve birikim yüzlerce eseri ortaya koymak zorundadır. Artık o üç-beş eser de sahibinden çıkmış ve topluma mal olmuştur. Ve zaman onu erozyona uğratmakta zayıf kalır. Çünkü toplum tarafından sahiplenilmiş bir eser, yine o toplumun koruması altında olacaktır.

  Ahmet Çuhacı modern şiirimizin saman alevi gibi parlayan ardından bir anda sönen, bu uçucu örneklerin karşısında daha kalıcı, söylediği şeyi nasıl biçimlendirdiğini iyi bilen kavram-terim, öz-biçim, akıl-duygu birliğini sağlayan bir “Hikmet Şairi” olmuştur. Onun bu başarısında felsefeci olmasının etkisini göz ardı edemeyiz. Kendisi İstanbul Üniversitesi felsefe bölümünden mezundur ve uzun yıllar felsefe öğretmenliği yapmıştır

Hocamızın 12 tane yayınlanmış kitabı var. Bunlardan 11’i şiir kitabı. Ali Baki Çağlayan, Ahmet Çuhacı’nın isminin Türkiye Musiki Sahipleri Meslek Birliği (MESAM)’nde kayıtlı şarkılar listesinde söz yazarı olarak 144 kez isminin geçtiğini, şiirlerinin 86 kez bestelendiğini araştırmaları sonucunda tespit etmiştir. Örneğin Şehabettin Genç, Çuhacı’nın 42 şiirini bestelemiş, Zülfü Livaneli, Sevda Değil, Bana Bir Şarkı Söyle, İçimizden Biri ve Kuşların Vurulduğu Zaman’ı besteleyip seslendirmiştir.

 Ahmet Çuhacı, şiirlerinde, nihilizmin bize anlattığı anlamsız, umutsuz, karmaşık yaşam argümanlarına karşı çıkarak sevgi, umut kardeşlik ve iyimserlik içeren optimist bir yaşam sürmemizi öğütlemiştir. Hocamızın şiirlerinde karamsarlığa ve umutsuzluğa yer yok, “Sevgi gözümün kökünde yavrucuğum
Sevgi kuşun kanadında
Sevgi ne göğün yüzünde
Sevgi ne yerin dibinde
Sevgi başucunda”

Son olarak şunu söyleyeyim; şiir konusunda çok yetkin biri değilim fakat şunu çok iyi anladım: Üstadımızın şiirleri, hiç bitiremediğiniz, okurken, bitmesini istemediğiniz ve her okumanızda ilk kez okuyor gibi yüzlerce yeni anlam keşfettiğiniz türden şiirlerdir.

Gerçek sanatçılar asla ölmez, aksine  okuduğun her şiirde, dinlediğin her şarkıda seninle yaşamaya devam eder……

Şiirle kalın!

Görüş ve eleştirileriniz benim için önemli; [email protected]

Editör: Pervasız Web