Bazı kamu kurumları müstesna, mesai firesi en az, fedakarlığın en çok olduğu meslek guruplarının başında, Emniyet Müdürlüğü personeli polislerimiz gelmekte.
Devlet büyükleri gelir, açılış olur, kapanış olur, maç olur, doğal afet olur, icra olur, yangın olur, kaza olur, taciz olur, cinayet olur, olur da olur. Ama onlar her türlü sıkıntı ve zorluğa rağmen mesaim bitti, vardiya değişimim olmadı demeden, hep orada olurlar, iyi ki de olurlar, iyi ki de varlar.
Milletimiz var olsun, devletimiz daim olsun, vatanımıza canımız feda olsun bilinciyle seçmişlerdir bu kutsal mesleği.
Görevlerine o kadar sadıktırlar ki, aralıksız kaç saat çalıştıklarını unuturlar. Onların da ana babaları, eşleri, çocukları vardır ama o anda o durumda yoktur, sadece vatandaşın hakkı ve devletin bekası vardır akıllarında!
Onların bedenleri ve yürekleri çeliktendir, her türlü fedakarlığa ve sıkıntıya göğüs gererler ve gerektiğinde, şehadet şerbetini içmeye ant içmişlerdir. Toplum olarak bu ruhla görev yapanlara şükran duymanın yanında, millet olarak yardımcı olmakla da mükellefiz.
Kutlama haftası sebebiyle nezaket ziyaretinde bulunan yetkili ve etkili kişiler, polislerimizin hakkını o odanın dışında da savunup, neticeye erdirmeliler. Yoksa, yapmacık ve yapay gülümsemelerle, sarılmalarla hiç bir sorun çözülmüyor.
Siyasiler şunu anlamalılar; 24 saat sizin gölgenizi dahi koruyan emniyet personeli, devletin vatandaşa dönük olan görünen yüzleridir. O yüzleri gülümsetecek sizlersiniz, onların mimikleri, davranışları, psikolojileri kötüleri korkutmalı, iyi olanları da devlete ve millete dost yapmalı.
Polis Haftası kapsamında çiçek göndermek, ziyaret etmek yetmiyor. Hükümet, başta çalışma şartları olmak üzere, mümkün mertebe mesai saatlerini sabitlemeli ki, memurlar da mesai saati bilinciyle çevresiyle, ailesiyle rahat bir şekilde vakit geçirebilmeli.
Yıllardır sürüncemede bıraktığınız 3600 ek göstergeden doğacak hakları, artık bir an önce teslim edilmeli.
Geçmiş yıllarda olduğu gibi, başarılı operasyonlar sonrasında verilen taltif ödülleri yine verilmeli.
Akşam çalıştığı birim, sabah değiştirilmemeli.
Sabah çalıştığı ilçeden, öğleden sonra başka ilçeye bir yazıyla gönderip de başının çaresine bak denmemeli.
Gece yayınlanan bir genelgeyle çalıştığı İlden alınıp başka bir ile, hadi tasını tarağını topla gidiyorsun denmemeli.
İstirahat gününde maç güvenliği için çağırılmamalı.
Çalıştığı stresli ortamda, üstüne üstlük bir de siyasi baskılar veya mobbing uygulanmamalı.
Korumalık yaptığı şahsın şemsiyesini tutup, çantasını taşımamalı.
Çalışma düzeni, bir kişinin iki dudağı arasında olmamalı.
Silahını çekip ateş eden teröriste, hırsıza, arsıza, uğursuza, çevreye, hatta şahsına yapılan türlü türlü saldırılara karşılık verdi diye, defalarca adliyelere gidip gelmemeli.
Siyasi ağırlığı olan ya da tanınan varlıklı malum şahıslara, kurallara uymadıkları gerekçesiyle yazılan cezadan dolayı, trafik polisi apar topar makama çağırılmamalı.
Lojmanların günümüz şartlarının çok uzağında, yetersiz ve bakımsız olması, polis ailesinin yaşam kalitesini ve psikolojisini ciddi manada olumsuz etkilemekte. Ayrıca bu durum, toplum nazarında da hiç hoş karşılanmıyor.
Polisin sorunlarını bildikleri halde dert edinmeyenler; kutlama mesajları yayınlayıp, hala çiçek göndermekle meşgul oluyorlar. Sadede gelin ve polislerimizin sizden talep ettikleri makul istekleri yerine getirin!
Her türlü maddi manevi güzellikleri yaşamak en çok ta siz Emniyet birimlerimizin hakkıdır. Çalışma şartlarınızın iyileştirilerek, sizleri memnun edecek hale gelmesi temennisiyle, Allah’a emanet olun.