Yürekte yara yok, sözlerde tesir,
Tükettik her şeyi, neyimiz kaldı.
En derin mânâlar maddeye esir,
Tükettik her şeyi, neyimiz kaldı.
Belki delirmedik ama kudurduk,
Nefsimize göre bir dünya kurduk.
Zevkin de keyfin de dibine vurduk,
Tükettik her şeyi, neyimiz kaldı.
İliklere kadar girdi siyaset,
Fikir müflis, vizyonumuz hamaset.
Önyargının adı oldu feraset,
Tükettik her şeyi, neyimiz kaldı.
Ufuk olmayınca dünden dem vurduk,
Yarını olmayan günden dem vurduk.
Biraz sıkışınca dinden dem vurduk,
Tükettik her şeyi, neyimiz kaldı.
Düzenbaz diriler düşünce gözden,
Ölülerden medet umduk bu yüzden.
Âlâ düşman mı var ki bize bizden,
Tükettik her şeyi, neyimiz kaldı.
Bozacının şahididir şıracı,
Nereye el atsan durum çok acı.
İbadetler bile reklam aracı,
Tükettik her şeyi neyimiz kaldı.
Mülkün kölesiyiz, makamın kulu,
Kaydı şirazemiz, şaşırdık yolu.
Müzeye kaldırdık sağ ile solu,
Tükettik her şeyi, neyimiz kaldı.
Dünyayı verseler yine yetmiyor,
Tamahkâr olunca istek bitmiyor.
Hiçbir şey kimseyi tatmin etmiyor,
Tükettik her şeyi, neyimiz kaldı.
Ömründe bir kalbe dokunmayanlar,
İnsandan, insaftan, halden ne anlar.
Masal olup gitti güzel zamanlar,
Tükettik her şeyi, neyimiz kaldı.
İşiten sağırlar, gören körleriz,
İş lafa gelince esip gürleriz.
Fırsatı bulunca her haltı yeriz,
Tükettik her şeyi neyimiz kaldı.
Mefhumu öldürdük, ruhumuz yasta,
Kibrimiz dorukta, kalbimiz hasta.
Vefadan eser yok, sabır iflasta,
Tükettik her şeyi, neyimiz kaldı.
Lütfen bu mısraları birkaç kez içtenlikle okuyup, başınızı ellerinizin arasına alıp, samimi duygularla tefekkür eder misiniz?
Nasıl da dalıp gittiniz değil mi? Muhtemelen ahh çekenler olmuştur.
Toplum olarak aile bütünlüğümüzü, ahlakımızı, gelenek ve göreneklerimizi, bize has değerli kıymetlerimizi kaybettiğimizi, en azından kendinize karşı ikrar ettiniz değil mi?
Yüreğimiz burkulsa da, canımız yansa da, huzurumuz kaçsa da, evet biz düne ait neyimiz varsa, dünya nimetleri adına kaybettik.
Paranın put olduğu, nefsimizin esiri olduğumuz bir dönemi, hep birlikte yaşıyoruz.
Siyaset kurumu millete hizmet adı altında, bazıları için haksız yere zengin olmak, liyakat olmadığı halde makam ve mevkilerde oturabilmek için bir fırsat aracına dönüşmüş durumda.
Kutsal olan değerlerimizin ayaklar altına alınmasına göz yumduk ve kendimizden başkasını düşünmeden, hep bana yine bana mantığı ile hareket ettik.
Bazıları cennete emrolunduğu gibi dosdoğru yaşayarak değil, oranın da parayla satın alınacağını zannederek yaşıyor.
Bazıları çok defa yaptığı umre ziyaretlerini ve hayr hasenatlarını, hatta Hac’dan gelince isminin önüne hacı dahi ekleyerek, reklamını yapmayı ihmal etmiyor.
Dünya ve Ahirette huzurlu olmak için Allah'a kul, onun resulüne ümmet olmak için hatalarımızla yüz göz olup, onları düzeltme adına tövbe edip yeniden doğmuş gibi yaşama imkanımız varken, hala neyi neden bekliyoruz ki.
Evet bu sözler; söz, müzik ve saz üstadı Uğur Işılak'ın son günlerde seslendirmeye başladığı “Öz Eleştiri” adlı şarkısının sözleri.
Duruşuna, ağzına, yüreğine, parmaklarına sağlık...