PARKHAYAT Akşehir Hastanesi Psikoloğu Ayşenur İnal; çocuk terapisiyle ilgili merak edilenleri öne çıkan sorular üzerinden paylaşırken, çocuğun seçtiği her oyuncağın bir anlamı olduğunu vurguladı.
İnal açıklamasında; çocuklarla terapi sürecinde oyuncağın önemine ve oyun terapisinin faydalarına değindi. Psikolog İnal’ın konuyla ilgili açıklaması şöyle: “Çocuklar dünya ile bilişsel düzeyden ziyade deneyimsel düzeyde ilişki kurarlar. Dolayısıyla yaşadıklarını, duygularını ve düşüncelerini, yetişkinler gibi sözel bir iletişimle aktaramazlar. Bu yüzden 2-12 yaş arasındaki çocuklarda, kendi dünyalarında olan bitenleri ifade edebilmelerini sağlamak adına oyun terapisi yöntemine başvururuz. Çünkü oyun, çocuk için doğal bir iletişim yoludur. Terapi esnasında oyun aracılığı ile onunla aynı dilden konuşur, duygu ve düşüncelerine oyuncaklar yardımıyla ulaşabilir hale geliriz. Seans sürecindeki oyun; çocuğun kendi kendine, akranlarıyla ya da diğer yetişkinlerle oynadığı oyundan yöntem ve içerik yönünden farklıdır. Seans esnasında çocuklar, normalde dışarıdaki hayatında olduğu gibi oyuna odaklanır. O sırada terapist çocuğun oluşturduğu sembolik metaforları okur, dinler, anlar ve onunla uyumlanır. Alanında eğitimli olan oyun terapisti çocuğa güvenli bir ortam yaratır fakat onu yönetmez. Oyunun içeriği, senaryosu ve gidişatı, odaya girdiği ilk andan itibaren tamamen çocuğun elindedir. Çocuk oyunu oluşturur ve terapist oyunun anlamını onaylar. Bu onaylamayı dille değil oyunla yapar, çocukla uyumlanır.
Çocuğun seçtiği her oyuncağın bir anlamı var mı?
Metafor yalan söylemez, her oyuncağın bir anlamı vardır. Çocuk hayatının gerçeklerini ya da acı gerçeklerini metaforlarla oynar çünkü metaforda kendi kontrolündedir, terapist çocuğun öyküsüne göre oyuncakları ona sunmaz; örneğin medikal travması olan bir çocuk geldiğinde doktor setini önüne getirmez, yansıtacağı duygusal sorunlara en uygun oyuncakları çocuk kendisi seçer ve oynar. Çocuğun seçtiği oyuncakları, onları kullanma biçimini ve somut-soyut anlamlarını terapist çözümlerken bir yandan eşlik eder; müdahele etmeden, sınırlamadan çocuğa uyumlanır. Yani oyun odasında bir nevi çocuğun sürecinin bir parçası haline gelir. Burada amaç çocuğu, gücün ve kontrolün kendinde olduğuna inandırmaktır. Ancak bu sayede yaşam deneyimlerini dışarı vurma şansı olur. Terapist, bu dışa vurmalar gerçekleşirken oyunun yardımıyla çocuğun deneyimlerinin üzerinde çalışır ve çocuğun baş etme becerilerini geliştirme olanağı bulur. Oyun seansları ilerledikçe ve çocuk duygusal enerjiyi dışa vurdukça, terapist iyileştirici tepki ve geri dönütleriyle çocuğun; oyun içerisinde güçlenmesini sağlar. Oyun aracılığıyla çocuğun, yeniden yaratılan bu deneyimleri yeniden sağlıklı bir şekilde yaşaması ve anlamlandırması sağlanır, iyileşme gerçekleşir.
Bu süreçte ailelerin rolü nedir?
Bu süreçte ebeveynlerin önemi, yadsınamayacak derecede büyüktür. Sürece onların da dahil edilmesi, haberdar olmaları ve iş birliği oluşturulabilmeleri önem taşır. Terapi sürecince düzenli olarak ailelerle de görüşmeler gerçekleşir. Bu görüşmelerde her aile dinamiğine göre farklılaşan ilişkiler, ritüeller hakkında konuşulur, çocuğa ve aileye yardımcı olacak nitelikte bilgiler verilir.
Oyun terapisi çocuğun dünyasına neler katar?
Oyun terapisi; diğerleriyle iletişim kurmanın çeşitli yollarını, olumlu veya olumsuz olan tüm duygularını tanıyıp ifade etmeyi, yaşadıkları zor duygulara karşı işlevsel çözümler geliştirmeyi, problemlere karşı yaratıcı olmayı aynı zamanda sorumluluk alıp kendilerine ve duygularına saygı duymayı, diğerlerine karşı empatik olmayı ve yeni sosyal beceleriler geliştirmeyi öğretir.
Her çocuk tek ve biricik olduğu gibi her aile dinamiği de kendine özgüdür. Dolayısıyla iyileşme süreci; çocuğa, ailenin dinamiğine ve ailenin sürece düzenli devam etmesine bağlı olarak değişkenlik gösterecektir.”