Her işe besmeleyle başlar ve "Besmele ile başlamayan işin hayrı ve bereketi kesiktir’’ diye inanları uyarırdı.
Herkese her daim gülümser ve evine dahi selam vererek girerdi. "Allah katında insanların en faziletlisi, karşılaştıklarında önce selam vermek için harekete geçendir" diye söylerdi.
İsteyeni reddetmez "Bana infak etmem ve yoksulluktan korkmamam emredildi" derdi.
Karnı acıkmadan yemez, yemek sonrası ve öncesinde ellerini yıkardı. "Karnınız iyice acıkmadan yemeğe oturmayın, tam doymadan da kalkın" buyurarak, yemekten sonra daima şükrederdi.
Ticaret erbabına dürüst davranmayı ve tartıda hile yapmamayı öğütler, emekçinin emeğine saygı duyulmasını tavsiye eder ve "İşçinin ücretini alnının teri kurumadan veriniz", "Dürüst ve güvenilir tüccar kıyamette peygamberler, Sıddıklar ve Şehitlerle beraber olarak diriltilecektir" buyururdu.
İnsanların arkasından konuşmaz ve arada laf taşınmasına müsaade etmezdi. "Başkası hakkında bana kötü bilgi getirmeyin. Ben yanınıza hakkınızda iyi düşünerek ve serin bir kalple gelmek isterim" buyurur ve aksi kesinleşmedikçe, hüsnü zan yapar ve yapılmasını isterdi.
Boş söz ve işlerden şiddetle kaçınılmasını ister ve "Kişinin malayani şeyleri terk etmesi, Müslümanlığının güzel olmasındandır" derdi.
Savaş halinde dahi, kadın ve çocukların öldürülmesine hatta ölenin cesedine dahi eziyeti yasaklamış ve "İşkenceye hiçbir mazeret olamaz" demişti.
Allah Resul’ünün hayatında istikrar abidesi gibiydi, hiçbir zaman yanlış söz söylememiş ve yanlış ve davranışı vuku bulmamıştır. İbadetler konusunda da, " İbadetlerin en hayırlısı azda olsa devamlı olanıdır" diyerek, aşırıya kaçmadan kısa süreliğine değil bir ömre yayılan İslami yaşantıyı önemsemiştir.
Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz:
Irkçılık ve ayrımcılık yapanı sevmezdi.
Kişisel ve çevresindeki temizliğe çok önem verirdi.
İnsanlara hediye verir ve hediyelerini de kabul ederdi.
Evleneceklere yardım eder ve evlenenleri tebrik ederdi.
Ölenin ardından kötü konuşmaz hep hayırla yâd ederdi.
Tokalaştığında, karşısındaki elini çekmedikçe kendisi çekmezdi.
İnsanlara hayrı tavsiye ederken, iltifat yapmayı da ihmal etmezdi.
İnsanların en hayırlısı, mütevazısı, güler yüzlüsü, merhametlisiydi.
Çocuklarla şakalaşır, ashabına yalansız ve hilafsız latifeler yapardı.
Hasta ziyaretini ihmal etmez ve cenaze namazlarına mutlaka katılırdı.
Hiçbir zaman ve hiçbir durumda, ondan asla kaba bir söz hâsıl olmamıştır.
Kişilere kötü adlar takmaz, onları hiçbir durumda mahcup ve rencide etmezdi.
Yapılan iyilikleri unutmaz vefalı davranır, kişilerin ayıplarını yüzlerine vurmazdı.
Komşularıyla ilişkilerinde hassas davranır, gittiği evin kapısını en fazla 3 kez çalardı.
Hayvanlara karşı iyi muamele yapılmasını ister ve aşırı yük yüklenmesini yasaklamıştı.
Ashabının hal ve hatırını sormayı ihmal etmez, çok nazik davranır ve kimseyi rahatsız etmezdi.
Mescitte sık sık sohbet eder, sorulan sorulara anlaşılır şekilde cevap verir ve usandıracak şekilde uzun konuşmazdı.
Allah Resulü, yatmadan önce tövbe istiğfar ederek avuçlarını açar ve İhlas, Felak, Nas surelerini okuyarak, başından başlayarak mübarek vücudunu tümünü mesh eder ve sağ yanına dizlerini kıvırarak yatardı.
Hz. Muhammed Mustafa peygamber efendimiz s.a.v. her konuda el emin ve güvenilir, ağzından çıkan söz ve tutarlı davranışlarıyla her dönem ve çağda, örnek, önder ve mümtaz bir şahsiyet olmuş ve olmaya da devam edecektir.
Ey dost, dalından düşen yaprak kadar ömrün var. Vakit tamam olmadan emrolunduğun gibi dosdoğru ol ve yaşa ki, iki cihanda huzur bulasın.