Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, “Hürriyetçi Eğitim Sen ve Hürriyetçi sendikalar alelade bir sendikal yapılanma değildir. Ülkemizde sendikaların durumu ortadadır.  Meydanlara çıkamayan, sesini yükseltemeyen, kamu çalışanlarının hak ve menfaatlerini koruyamayan, hatta böyle bir derdi olmayan, doğrular mı makam mı ikileminde hiç düşünmeden makamları tercih eden, siyasi partilerin arka bahçesine sığınmış, üye sayıları çok olsa da içleri boş sendikalara başkaldırdık” dedi.

ANAYASA’NIN İLK 3 MADDESİNİN TARTIŞMAYA AÇILMASINI VE BEBEK KATİLİNE UMUT HAKKI VERİLMESİNİ REDDEDİYORUZ

Kuruoğlu konuşmasında, Anayasanın ilk 3 maddesinin tartışmaya açılmasını kabul etmeyeceklerini, Bebek katili Apo’nun Umut Hakkı düzenlemesiyle serbest bırakılmasına ve Meclis’te konuşma yapmasının istenmesine sessiz kalmayacaklarını, Habur’da kurulan çadır tiyatroları ile çözüm süreci ihanetinin unutulmayacağını ve yeni bir ihanete müsaade etmeyeceklerini belirterek şunları söyledi;

Sendikal mücadelemizin gereklerini yerine getirirken toplumun gerçeklerinden, yaşadıklarından, onların acılarından, sevincinden, geçim sıkıntısından, ülkenin güvenliğinden, Şehitlerimizin bize emanet ettikleri ailelerinden uzak duramayız.

Bebek katili Apo’nun umut hakkı düzenlemesiyle serbest bırakılmasına Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşturulmak istenmesine sessiz kalmayız. Her platformda karşı koyarız.

Habur’da kurulan çadır tiyatrolarını, 1. Çözüm süreci ihanetini unutmadık.

Bugün şekil değiştirerek uygulamaya sokulan 2. Çözüm sürecine rıza göstermeyiz.

Fikri Hür Vicdanı Hür irfanı Hür olanların, Atatürk’ün askerleriyiz diye haykıranların, Bağlı bulunduğumuz tek Lider Mustafa Kemal Atatürk diyenlerin, “Ne mutlu Türküm” diyenlerin suskun kalmasını kimse beklemesin. Susmak, ihaneti sessiz kabul ediştir.

Taraf olacağız, bizden kimse tarafsız kalmamızı beklemesin. Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen’e, siz bebek katilinin serbest bırakılmasına, Bebek katilinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşmasına ne diyorsunuz sorusunu sorduk. Hala cevap veremediler sanırım düşünüyorlar.

Mazilerini Türk Milliyetçiliğine borçlu olanlar, Bebek katilini terör örgütü PKK’yı defalarca protesto mitingleri düzenleyenler, makam koltukları ile Bebek Katiline af arasında kalınca makam koltuklarını mı seçtiler açıklasınlar. Ya açıkça destekliyoruz desinler ya da mazilerinin gereğini yapsınlar. İhanetin karşısındalar mı yanındalar mı görelim. Ak koyun kara koyun ortaya çıksın.

Bu soruyu Memur Sen’e sormaya gerek bile duymadım. Çünkü onların genel başkanları 1. Çözüm sürecinde zaten Akil adamdı.

Biz Hür Sen konfederasyonuna bağlı sendikalar olarak bebek katiline af konusunda irademizi ortaya koyduk açıkladık. Biz Anayasa konusunda irademizi ortaya koyduk ve açıkladık. Sorduğum sorulardan bunalan, makam milliyetçilerinden cevap bekliyoruz.

ÜLKEMİZİN EN ÖNEMLİ BEKA SORUNU EĞİTİMDİR

“Eğitim de balık baştan kokmuştur” diyerek, Yönetici atama yönetmeliğinin yeniden ele alınması gerektiğini ifade eden Levent Kuruoğlu, “Hangi sendikanın üyesi olursa olsun Liyakatı varsa atanabileceği adil bir atama yöntemi oluşturulmalıdır. Çünkü liyakatli bir yönetici çocuklarımızın en iyi şekilde gelişmesini sağlamakta en hayati göreve sahip kişidir. Ama kötü bir yönetici de Bursa’da örneğini gördüğümüz Okul Müdürü gibi, Müdür yardımcısının kapısını kırdırır. Tokat’ta gördüğümüz gibi Halep’ten gelenler geri dönüyor, artık Selanik’ten gelenler de geri dönsün paylaşımı yapacak kadar hadsizleşir. Mesele sadece Tarih bilememeleri değildir. Mesele Türk Milletine, Selanik deyince ilk akla gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e düşman olmalarıdır.

Bu zihniyete ülkemizin geleceği olan çocuklarımız, nasıl teslim edilebilir. Bu zihniyetin milletin geleceğine nasıl bir faydası olabilir.

İşte bu zihniyet Öğretmen Mülakatı yaptı. 1500’den fazla meslektaşımızın hayallerini geleceklerini gasp ettiler. Emeklerini heba ettiler. Günlerdir eylemdeler, Milli Eğitim Bakanlığı önünde oturma eylemi yapmalarını engellemek için her şeyi yaptılar. Onları savunmakta bizim görevimiz, hakkı gasp edilen öğretmenlerin yanındayız.

Yusuf Tekin, Eğitimin Önündeki En Büyük Engel

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, milli eğitimin önündeki en büyük engeldir ve beka sorunudur. Mülakat konusunda sadece bizim haykırışlarımızın ve itirazlarımızın sorunu çözemeyeceğini anladığımızda ise Terörle iktisatlı olmayan siyasi partilerin yöneticilerinden ve Milletvekillerinden destek istedik. Siyasi partilerin arka bahçesi olmayacağız ama siyaset üzerinde nüfuz alanı oluşturarak taleplerimizi TBMM’ye taşıyacağız.

350 BİN ÖĞRETMEN 5 BİN TL EKSİK MAAŞ ALACAK

Öğretmenlik Meslek Kanunu ile Öğretmenlerin Sınıflandırılmasına Karşıyız ÖMK ile ilgili de değerlendirmede bulunan Genel Başkan Levent Kuruoğlu, Bu kanun hayati sorunları içinde barındırmaktadır. Kariyer basamakları için verilen sözler ise tutulmamıştır. Baştan beri söylediğimiz gibi biz öğretmenin sınıflandırılmasına karşıyız. Ama uzman ve başöğretmen tazminatlarına karşı değiliz. Kanun yasalaşmasına rağmen Kariyer basamakları yönetmeliği yayınlanmamıştır. Ocak tarihine kadar bitirilmezse 350 bin öğretmen ortalama 5 bin TL eksik maaş alacaktır. Bakanlık üzerinde baskıyı arttırıyoruz. Yönetmelik yayınlanmazsa Millî Eğitim Bakanlığı önünde eylem yapacağız. Akademi kurulduğunda formasyon ortadan kalkacaktır. Eğitim Fakültelerinin anlamı kalmayacaktır. Ağır disiplin hükümlerinin bulunduğu Milli Eğitim Akademisinde bu zihniyetin neler yapacağını düşünmek bile istemiyorum. Zaman içinde her kurumu siyasallaştıran iktidarın ve Yusuf Tekin zihniyetinin yandaşlardan oluşan kadro dönüşümü yaşamasının yolu açılmıştır.”

TÜRKİYE DE İLK DEFA REFAH PAYI EYLEMİ YAPAN SENDİKAYIZ

Toplu sözleşmeler kanun hükmündedir. İmzalanan tolu sözleşmeye göre memur ve memur emeklisine ocak ayında yüzde 6 zam ve enflasyon farkı olmak üzere toplam yüzde 12-13 arasında bir zam yapılacaktır.

Bunun dışında maaşlarda yapılacak düzenlemeye refah payı denilmektedir. Hürriyetçi Eğitim Sen olarak devletin 2025 yılı için belirlediği yüzde 43,93 zammın kamu çalışanlarına yansıtılmasını istiyoruz. Maaş ve enflasyonu düştüğümüzde yeniden değerlendirme ile arada kalan farkı talep ediyoruz. Bu fark yüzde 32 olmaktadır. Refah payını sürekli dile getirerek, gündemde tutacağız.

Biz emekli maaşlarının arttırılması için sesimizi yükseltirken sadece emeklilerin değil gelecekte emekli olacak kamu çalışanlarının da bugünden hakkını savunuyoruz. Bugün emekli maaşı, aktif çalışma hayatında aldığı maaşın nerdeyse 3’te birine düşmektedir. Biz bunu görmezden gelemeyiz.

EĞİTİM ÇALIŞANLARINI BİR BÜTÜN OLARAK GÖRÜYORUZ.

Eğitim çalışanları arasında sınıfsal ayrımın yapılmasını doğru bulmadıklarını ifade eden Levent Kuruoğlu, “Memurlar, hizmetliler üniversite çalışanları, akademisyenler ve öğretmenlerin çalışma hayatında yaşadığı sorunlarının çözümü için mücadelemiz her geçen gün arttırıyoruz” dedi.

Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu’nun konuşmasının ardından Prof. Dr. Muhittin Acar (Eğitimde İyi Yönetişim ve İletişim), Av. Afşin Soysal (Meslek Hayatında Karşılaşılan Adli ve İdari Problemler) ve Dr. Ali Güler’in (Mustafa Kemal’den Atatürk’e Bir Dâhinin Liderlik Öyküsü) konuşmalarının ardından sekreterya ve temsilci toplantıları yapıldı.

Büyük bir coşkuyla gerçekleştirilen 2.Eğitim ve İstişare Toplantısının sonunda gala gecesi yapılarak 3. Kuruluş yıldönümü pastası kesildi.