Kinik felsefesinin temelleri MÖ 5.yüzyıllara ve Eski Yunanlı filozoflara kadar dayanır. Onların felsefesinde ahlak, erdem, bilgi, insanın iç bağımsızlığı ve iç özgürlüğü öne çıkan kavramlardır. İhtiyaçlar birer bağımlılıktır ve bu bağımlılık hali mutlu bir yaşamın önündeki en önemli engeldir. Bu sebeple insan, tüm ihtiyaçlarından kurtulmalıdır ve bu da ancak bilgi sayesinde mümkün olacaktır.
Kinizme göre insan kendi kendine yetebilmelidir. Toplumsallık, zenginlik, toplumsal saygınlık, şan şöhret vb istekleri doğa yaşamında göremezsin. Tüm bu istekler insanoğlunun sonradan türettiği yapay isteklerdir. Kinikler beklide bu yapay isteklerin anlamsızlığını dile getiren ilk filozoflardır.
Hepimiz hayatımızda en azında bir kere filozof Diyojen ismini duymuşuzdur. Sinoplu Diyojen Kinizm felsefesinin mihenk taşı olmasıyla bilinir. Diyojen Sinop’ta doğmuştur. Ailesi varlıklıydı parası vardı ama babası yaptığı işte bazı hile hurdaya başvurduğu için Sinop’tan sürüldüler. Atina’ya geldiklerinde ise eski varlıklı hayatları ne yazık ki devam edemiyordu ve sefalet içerisinde yaşamaya başlamışlardı. Belki de Diyojen’i Diyojen yapan bu sefaletti kim bilir? “Fakirlik insanı felsefeye iter. Hiçbir şey sahibi olmayan insan nefsini köreltmeyi öğrenir.”
Diyojen’den sonra yaşayan bir filozof olan Samosatalı Lucian, Diyojen’in düşüncelerini Diyojen’in ağzından şöyle anlatmıştır: ”Her şeyden önce seni bütün lükslerinden arındıracağım. Fakirliği tattıracağım. Üzerine eski püskü bir aba giydireceğim. Sonra seni bir ırgat gibi çalıştıracağım. Ta ki yorgunluktan bayılana kadar. Yerde uyuyacaksın. Sudan başka bir şey içmeyecek ve ne bulursan onu yiyeceksin. Eğer para bulursan, onu denize atmanı söyleyeceğim. Karını, çocuklarını, ülkeni düşünmeyi bırakacaksın, bunların hepsi sana birer saçmalık gibi gelmeye başlayacak. Aileni bırakıp ya mezarlıkta, ya bir kulede ya da bir fıçının içinde yaşamaya başlayacaksın. Böyle bir hayatla inan bana, Pers kralından daha mutlu olacaksın. Seni bir işkence tahtasına bağlayacak olsalar bile umursamayacaksın. İnatçı ve kararlı olmalısın. Karşında çıkan kim olursa olsun, aynı şekilde umursamaz davranmalısın. Karşındaki kral da olsa sıradan bir insan da aklından geçeni aynı şekilde söyleyeceksin ki herkesin hayranlığını kazanasın.”
Diyojen’in sözlerinden paylaşımlar yapıp yazımızı bitirelim:
Köleler efendilerine, değersiz insanlar da tutkularına köledir.
Neden iki kulağımıza karşılık bir dilimiz var? Çok dinleyelim az konuşalım diye.
Dışarıdan güçlü görünüyor olabilirsin, ama savaşlar içeride kazanılır.
Birisi, adam ne vakit evlenmeli diye sorduğunda, genç ise, henüz evlenme zamanı gelmemiştir. İhtiyar ise, vakti geçmiştir, der.
Kalın sağlıcakla
Görüş ve eleştirileriniz benim için önemli; hakanzeybek4242@gmail.com