Mustafa Güneş, Akşehir eski Belediye Başkanlarından ve şimdi müze olan belediye binasını yaptıran Bostan Bey’in torunu, Şemsi Bey’in oğlu olarak 1916’da Akşehir’de dünyaya geldi.
5 yaşında iken babasını kaybetti. Bir kız kardeş kendinden birkaç yaş büyük bir abla ve anne ile arazileri, evleri Kozağaç Köyü’nde bir çiftlik evi olmasına rağmen tarlayı işleyecek erkek olmadığı için sıkıntıyla geçen bir hayatı oldu.
Hafız mektebinde başladığı okul, zamanla orta okulu oldu. Orta okul öğrencisi iken amca zadesi müdür Mahir Güneş’ten gördüğü şiddetten okulu terk etti. Akşehir’de ilk dükkanını açarak şeker, ufak tefek imalatlar yapıp satarak ailesinin geçimini üstlendi. Olaylardan üzülen Mahir Güneş daha sonraları dışarıdan öğrenci olarak okula devam etmesini sağlayarak ona bir diploma verdi. Askerlik yıllarından sonra kardeşi ve annesi ile Eskişehir'e taşınıp Hamam Yolu’nda bir bakkal dükkânı açtı. Eskişehir Odun Pazarı’nda ikamet eden 1923 doğumlu Hesna hanımla 21 Ocak 1943’de evlendi. Üç kızı Mualla -Necla-Ayla oldu.
Eskişehir'de süren yaşamda 2. Dünya Savaşı sırasında muvazzaf olarak yenilenen askerlik hayatlarına zorluklar getirdi. Savaş sonrası kaybedilen işi ve ölen kızı Ayla yüzünden Akşehir'e tekrar dönmeye mecbur kaldı. 1950 yılında Akşehir’de oğlu Şemsettin dünyaya geldi.
Kozaağaç’taki çiftlik evini satarak Güneş Pastanesi’ni açtı. Pastane de dondurma, meşrubat, pandispanya, kuru pasta her türlü imalatı kendi eli ile yaptı. Badem ezmesi üzeri çikolatalı fondon ile kaplı kenarları Hindistan cevizi ile kaplı prensesi, pandispanyası meşhurdu. Akşehirlilerin damaklarında unutulmaz lezzet olarak kağıda sarılı üzümlü kekleri, acı badem kurabiyeleri, Tekke’den gelen karla yapılan kocaman dolu dolu külah dondurmaları, güzel pastaları, ay çörekleri, akşamüstü çıkardığı prensesi, ballı babası (bezeleri), muhallebisi kalmıştır.
Fırında ki imalatı bittikten sonra kavurduğu kuru yemişi sıcak sıcak müşterilerine sundu. O yılların meşhur bisküvisi Besler, Nestle, Saray çikolatalarını İstanbul'dan getirterek Akşehirliye sundu. Müşterilerinin birçoğuna “hısım ağa” diye hitap ederdi. Haklıydı da Güneş ailesinde kız çocuğu çoktu. Eski Akşehir de yaşayanların birçoğu ile hısımlığı vardı. Yıllar boyu yalnız başına gece gündüz tatil yapmadan çalıştı. Oğlu Şemsettin Güneş eczacı olduktan sonra ki 1973'de Akşehir'in PASTACI MUSTAFA’SI olmayı sonlandırdı.
Soyu kendisi dahil 5 kuşak sadece birer erkek çocukla devam etti. 5. kuşak son erkek torununun görmeden 07 Kasım 1981’de vefat etti. Yaşamı boyunca kimse ile kavga etmeden, kötü söz söylemeden güler yüzü, tatlı dili ile sakin bir şekilde Akşehirlilere hizmet etti. Vefatından sonra eşi Hesna Güneş daha önce olduğu gibi oğlu, gelini ve 2 torunu ile aynı evde yaşamını sürdürdü ve 7 Şubat 2000’de hayata veda etti.