Ne yazıktır ki bu düşüncelerimiz bazen ruhi ve fikri, maddi ve manevi, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile her iki eş için de durumun çekilmez bir hal aldığı bir ortama dönüşür ki artık boşanma davaları ile evlilikler son bulmaktadır, hiç kimse de boşanmak için evlenmez. Artık burada maddi ve manevi bakımdan zarar gören eşler için yoksulluk nafakasından bahsetmek istiyorum.
Yoksulluk nafakası 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesi ile düzenlenmekle, ilgili madde (Madde 175-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.) Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, bir tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması ve kusuru diğer taraftan daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceğidir. Nafaka yükümlüsünün ise kusurunun aranmamasıdır, kanun koyucu açık açık burada nafaka isteyecek tarafın kusurunun karşı tarafın kusurundan daha az olması şartı vardır.
Yoksulluk nafakası derken, yoksul ne demektir? Kime göre kim yoksul, kime göre kim zengindir. Bu bana göre görecelidir. Yoksulluk ve zenginlik kişiden kişiye göre değişir,
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
Yine bu madde metninden de anlaşılacağı üzere boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafın kusurunun diğer taraftan ağır olmaması gerekir. Boşanmadan sonra verilecek yoksulluk nafakası diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat değildir. Maddede belirtildiği üzere kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle sorumludur. Geçimini kendi mali kaynakları ile sağlayamayan diğer koşulları da varsa bu nafakayı talep edebilecektir.
Boşanma taraflarından birisinin mutlaka talepte bulunması gerekmektedir. Yoksa Hâkim kendiliğinden yoksulluk nafakasına hükmetmez. Talep olması gereklidir.
Kanunda yoksulluk nafakası talebine dair erkek ve kadın eşittir. Kadın erkekten nafaka talebinde bulunabileceği gibi erkek de kadından yoksulluk nafakası talebinde bulunabilir, eşitlik ilkesi mevcuttur.
Hâkim yoksulluk nafakası talep ederken de tarafların talep ettiği miktarla bağlı kalmaz, farklı bir nafaka miktarına da hükmedebilir, tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılması ile ilgilidir.
Ayrıca taraflar kamu düzenine emredici kanun kurallarına aykırı olmamak şartı ile nafaka miktarı ile de anlaşabilirler fakat bu geçerlilik de gene hâkimin onayına bağladır.
Yoksulluk nafakası yargılama yapılırken ilk başta dava dilekçesinde belirtilerek istenebilir,
4721 Sayılı Kanunun 178. Maddesinde: “ 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 'Aile Hukuku' adlı ikinci kitabının 'Evlilik Hukuku' başlıklı birinci kısım ikinci bölümünde bulunan 178. maddesinde; 'Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar' hükmü yer almaktadır.” Yani; Nafaka talebinde bulunacak taraf boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra 1 YILLIK SÜRE İÇERİSİNDE DAVA AÇARAK nafaka talebinde bulunabilecektir aksi taktirde dava hakkı zamanaşımına uğrar.
Yoksulluk nafakası 4721 S.K’nun Tazminat ve nafaka ödenme biçimi ile “ Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan ve durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir” maddesi bulunmaktadır, Bu kanun maddesinden de nafakanın defaten ödenmesine karar verilebileceği gibi irat biçiminde de ödenmesine karar verilebilir.
Yoksulluk nafakası; Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi halinde, Taraflardan birinin ölümü halinde sona erer, ayrıca, mahkeme kararı ile de yoksulluk nafakası kalkar örneğin, alacaklının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi gibi durumlarda mahkeme kararı ile kaldırılır.
4721 Sayılı Kanun’un 175 maddesinde yoksulluk nafakası süresiz istenebileceği düzenlenmiştir fakat hâkim tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını göz önüne alarak bu duruma son da verebilir.