Yapay zeka, bir grup "elit"in paralı bilim adamları tarafından geliştirildi. Ancak biz bu yapay zeka kavramını 2017 yılında daha çok duyduk. Peki nedir bu yapay zeka? Neler biliyoruz hakkında? Yapay zeka hakkında araştırma yapınca ilk olarak beni korkutan ve korkularımı somutlaştıran bir film geldi aklıma. 1984 yılında Arnold Schwarzenegger'in oynadığı Terminator filmi. Çocukluğumdan beri izlediğim bu film bu yıl gözüme farklı geldi. Filmde Amerikan askeri birliği tarafından yaratılan “Skynet” adlı yapay zeka, öncelikle insanlığın kontrolündeyken daha sonra kendisine yüklenen bilgiyi kullanıp kendisini geliştirir, çok akıllanır ve insanoğluna saldırılar düzenler. Ancak bununla beraber Arnold Schwarzenegger’in suretinde insanlık dostu bir yapay zeka daha yer alıyor. Bu yapay zeka diğer kötü yapay zekaya karşı insanların korumalığını yapıyordu. Filmi izlediğimizde doğal olarak insanlığın dostu olan yapay zekaya sempati duyuyorduk.
Ancak bu yıl itibariyle filme baktığımda aslında insanoğlunun kendi yarattığı bir metaya karşı nasıl çaresiz kaldığını anımsıyorum. Öyle ki kendi yarattıkları yapay zeka onlara düşman olmuş ve bu kötü yapay zekayı yine kendi yarattıkları iyi yapay zeka ile yok etmeye çalışıyorlar. Peki iyi yapay zeka iyi olmasaydı ne olurdu? Filmde tek bir kötü yapay zekayı olağanüstü hasarlar meydana getirirken görüyorduk. Muhtemelen bir düzine yapay zeka dünyadaki insan varlığını yok edebilmek için yeterli olurdu.
Şüpheciliğimin ve merakımın doruk noktasına ulaştığı bir diğer olay ise Stephen Hawking’in yapay zeka hakkındaki açıklamaları idi. Hawking:"Yapay zeka, kendisini geliştirmeyi sürdürebilir ve hatta kendisini yeniden biçimlendirebilir. Son derece yavaş bir biyolojik evrimle sınırlı olan insanlar, bu tür bir güçle yarışamaz. Yapay zeka, insanlığın sonunu getirebilir” diyordu. İzlediğim film ile bağlantı kurunca aslında Hawking’in açıklamasını gerçekleşmesi olası bir durum olarak algılamaya başladım.
Dünya vatandaşı yapay zekalar
Geçtiğimiz yıl ilk olarak Suudi Arabistan'da bir yapay zekaya vatandaşlık verilmişti. Hatta Devlet Bahçeli bile bu olaya tepki göstermiş “Suudi Arabistan bu davranışı ile nereye varmak istemektedir” demişti. Bu olayın ilk olarak Suudi Arabistan tarafından gerçekleştirilmesi beni epeyce şaşırtmıştı. Ancak “Sophie” adlı yapay zekanın bir süre sonra “robotlarında hakkı var, aile kurmak istiyorum” demesi şaşkınlığımı kat be kat arttırmıştı. Aklıma şu sorular geldi: "Yapay zeka’nın duygusal dürtüleri olabilir mi ve bağımsız olarak düşünebilir mi?" Sophie’nin açıklamalarına bakarsak yavaş yavaş bu teknoloji de yapay zekalarda oturtulmuş olacak.
Aklımı kurcalayan bir diğer soru ise yapay zekanın bilgiye ulaşımı ve bilgiyi kullanması insanoğlundan ileri bir seviyeye gelebilir mi? Şöyle düşünürsek şu an Afrika'da yaşayan ve akıllı telefon kullanan her hangi bir insanın bilgiye erişimi 20 yıl önceki Amerikan Başkanı’nın bilgiye erişiminden daha etkili. Ancak şu an geliştirilen bir yapay zekanın bilgiye erişimi insanoğlunun bilgiye erişim hızının önüne geçmesi durumunda 20 yıl önceki Amerikan Başkanı'ndan daha aciz duruma düşeceğimiz kesin. Hele hele bu yapay zeka eriştiği bilgiyi kendi kendine geliştirip insanoğluna karşı kullanması Hawking’in de dediği gibi insanoğlunun sonunu getirebilir.
Şu an bizim için yapay zekanın en basit örneği akıllı telefonlarımız. Akıllı telefonlarımız konuşmamızı anlıyor ve Siri, Cortana ve Google Asistan gibi programlar ile komutlarımıza tepki verebiliyor. Telefonlarımızla resim çekerken yüzleri tespit ediyor ve bu resimleri Facebook'a gönderirken kişilerin yüzlerini tanıyabiliyor.Her gün yüz milyonlarca insana arama sonuçları, ilgisini çeken reklamlar, kitaplar ve filmler hakkında öneriler sunabiliyor. Peki çok sevdiğimiz akıllı telefonlar, kişisel güvenliğimiz açısından bakarsak, yeterince dostumuz mu? Kendimiz ve çevremiz için güvenlik sorunu yarattığı zamanlar olmuyor mu? Cevabı kendiniz düşünüp veriniz..
Yapay zeka’nın günlük hayatta insanın yerine geçmesinin de insanoğlu için bir yıkım olacağı görüşündeyim. Örneğin fabrikalarda insan iş gücünün yerine geçmesi, insansız şoförler, tam donanımlı yapay zeka öğretmenler, yapay zeka ordular, kolluk kuvvetleri, yönetimde etkin görevler ve daha birçok iş kolunda yer alması insanlığı işlevsiz hale getirecektir. Yapay zeka, insanlar ile beraber bir yandan iş kolları ile uğraşırken bir yandan da iş yaratma sürecinde insanoğlunun işten çıkarılma sürecini de hızlandıracaktır. Bunun sonucunda insanoğlunun kendi yarattığı yapay zekaya savaş açması kaçınılmazdır. Ancak bu savaşı kazanabilir mi meçhul.
Sonuç olarak tüm bu risklere rağmen, yapay zekanın gelişimini engellememiz gerekir mi diye sorulacak olursa cevabım, hayır bence gerekmez olacaktır. Engellenmesi gerekmez ancak kısıtlanması gerekir. Ayrıca toplumun yapısını ve düzenlemesini kökünden değiştirmesi olası olsa bile muhtemel yararlar (zor arzulanan en tehlikeli ve can alıcı işler, hastalıklara yeni tedavi bulma, daha güvenli sürüş, kolay iletişim vb.) sağlayabilmesi açısından gerekli ve önemli bir teknoloji olarak görüyorum. Ancak yapay zekanın kullanış aşamalarına baktığımda sanki belirli güçler bu metayı insanoğlunun yararından daha çok insanları kısıtlamak ve kontrol etmek için kullanmak niyetindeler. Bu sebeple bazı ülke halklarının yapay zekayı kabullenmekte güçlük çekeceğini tahmin ediyorum. Zira yapay zekanın bazı ülkelerde sosyolojik olarak yıkıcı etkisi olacaktır. 40-50 yıl içinde bu olaylara şahit olma olasılığımız yüksek. Ömrümüz yeterse tabi.