VAHŞİCE VE HİÇBİR HAKLI NEDEN OLMADAN İŞLENEN CİNAYET SUÇLARINA İDAM CEZASI UYGULANABİLMELİ

*Politik eylemler, suç  teşkil etse bile;

*Cinayet dışındaki diğer suçlar, ne kadar ağır olursa olsun; bunlarda idam cezasının verilememesi ve uygulanamaması, çok doğru bir tatbikattır ve görüştür.

*Adam öldürme suçlarında, kendisinin veya başkalarının yaşamını kesin tehlikeden koruma gibi çok veya az haklı sebepler varsa; idam cezası verilememesi; gene doğru olur.

*Fakat hiçbir kaçınılamaz neden olmadan; parasına, malına ve namusuna kastederek bir insanı öldürmenin cezası idam olmalı. İnfaz da edilebilmelidir. Gereken ve ülkemizin selameti için alınması lazım gelen; önlem budur.

Fakat, pratikte tatbiki mümkün müdür?   İdam cezasının ülkemizde uygulanmasının olanağı yoktur.  Çünkü:

1-Yasamızdaki  idam cezasını düzenleyen madde kaldırılmıştır.

2-Yeniden böyle bir yasa çıksa bile; kanunlaştığı tarihten geriye doğru işlemeyecektir.

3-Böyle bir cezayı kanunlarımıza koymamayı ve uygulamamayı; uluslararası anlaşmalarda kabul edip, yasalaştırmış durumdayız.

4-Bu anlaşmaları hiçe sayarak idam cezasını yasalaştırmak, mümkün olamaz.

5-Başka birçok nedenle de; idam cezasını uygulama olanağımız yoktur.

6-İdam cezasının yasal olduğu zamanlarda bile; böyle bir cezanın, cinayet suçu işleyenlerin hepsine tatbik edildiği sanılmasın. Böyle bir ceza mahkemelerde çoğu kez verilmemiş; verilen kararların da uygulandığı çok ender görülmüştür.

1965 seçimlerine katılmadan önce; AKŞEHİR'de avukatlık yapıyordum. Çok cinayet işlenen Yalvaç, Ilgın, Doğanhisar ve Yunak ilçelerinin ağır ceza davaları da; Akşehir Ağır Ceza mahkemesinde görülüyordu. Bu mahkemelerde birçok sanığın vekilliğini yaptım. Ankara'ya gelince Avukatlığa devam ettim. Buradaki ağır ceza mahkemelerinde ve Yargıtay birinci ceza dairesinde davalarım oldu. Müvekkillerimden hiçbirine idam cezası verilmedi. 1992 yılında avukatlığı tamamen bıraktım.

*Suçluları ve katilleri, mağdurun ailesine teslim edip; onların öldürmesine veya köle olarak kullanmasına izin vermek" gibi bir çözümü yasalaştırmaya ve uygulamaya; uluslararası taahhütlerimiz engel teşkil eder. Cinselliklerinin yok edilmesi cezası; yasalarımızda yok!

İslam hukukunda "Kısasa-kısas" diye özetlenebilecek bir yol var. O kurallar geçerli olsa; ırzına geçerek işkenceyle öldürülen zavallı üniversiteli kızın ailesine; o suçlular teslim edilip; cezayı kendilerinin vermesine olanak sağlanabilir. Batı dünyasından ve özellikle İtalyan ceza sisteminden kopyaladığımız ceza hukukumuz, böyle bir şeye olanak vermiyor.

Zavallı üniversiteli kızın ırzına geçip, işkenceyle öldürenler için; bir ceza aklıma geliyor:

Sinop zindanının yedi kattan da derin olan ve deniz suyunun damla-damla girdiği en diplerinde; öldürücü rutubet var. Eski devirlerde, esir edilenler; o en derin zindana zincirle bağlanıyor ve ölmek için yalvarmaları zevkle seyrediiiyormuş.  O namus düşmanı işkenceci katillerin, Sinop zindanının en dibine zincirlenmesi bile; yeterli değildir. Fakat hiç olmazsa; bedava avukat verilip savunulmalarındansa; Sinop zindanına zincirlenmeleri; daha adil bir ceza olur.

{ "vars": { "account": "G-5Z2CE4T8R8" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }