UFKA BAKMAK-1

Avrupa’da ve Türkiye’de ilköğretimden üniversiteye kadar öğrencilerle ve velilerle yaptığım birebir görüşmelerde ve verdiğim genel seminerlerde aldığım sık sorulan sorular üzerine fark ettiğim temel husus; insanların başarılı olmak istediklerini beyan etmeleri ama bunu nasıl yapacakları konusunda tam bir fikirleri olmaması. Akşehir için de durumun pek farklı olduğu söylenemez.

Bu yazıda elbette fizik, kimya ve nanoteknoloji üzerine ilgi çekici hususlar da ele alınabilirdi. Özel yetenekli öğrencileri doğru branşlara yönlendirebilmek elbette büyük bir keyif ancak sanırım hayatta en mutlu olduğum an, Almanya'da Gymnasiumda (Türkiye’deki Fen Lisesi karşılığı olarak düşünülebilir) okurken ailevi ve kişisel sorunları nedeniyle okulu bırakma noktasına gelen bir öğrencimin daha sonra Fransa’da çalıştığım üniversitede okumaya başlaması ve ofisime uğrayarak konuşmalarımızın ve beraber yaptığımız çalışmaların hayatını nasıl değiştirdiğini anlatıp minnet duygularını belirtmesiydi.

Önemli bir bilim insanı, başarılı bir iş insanı, uluslararası sıra dışı bir hukukçu olmak isteyen ya da hayatındaki temel konularda adım atmak isteyenlere algoritmik olarak takip edebilecekleri bir takım prensipler sunmanın faydalı olacağı kanaatindeyim.

Odanız Toplu Olsun

İlk madde kulağa fazla gündelik ve sıradan geliyor olabilir ancak hayatta yaptığımız en önemli şeyler daima gündeliktir. Çok önemli olduğunu düşündüğünüz arkadaşlarınızla gittiğiniz bir haftalık bir tatil sadece bir haftalıktır ancak yılın geri kalanında genelde o odadasınızdır ve odanız size tembel ve işe yaramaz olduğunuzu söylüyorsa bunun böyle olmadığını kendinize göstermeniz gerekir. Sadece bu maddeyi doğru şekilde hayata geçirebilmek için lise ya da üniversite öğrencileriyle 2 ay birebir görüşme yapmam gerektiği oldu. Bu, özdisiplin kazanmanın ilk ve en ivedi yoludur.

Toksik İnsanları Çevrenizden Uzaklaştırın

Narsisizm, psikopati, makyevalizm ve sınırda kişilik bozukluğu gibi çeşitli kişilik bozukluğu olan kız/erkek arkadaşlarınız, iş arkadaşlarınız ve hatta aile üyeleriniz olabilir. İş arkadaşları ve aile için durum daha karmaşık olsa da arkadaşlar için durum daha farklı. İnsanları seçerken; yüksek maharetli ve az dramalı insanlarla iletişim halinde olun. Zaman hep sinirlidir ve ancak yüksek değerli insanlardan değerli şeyler öğrenebilirsiniz. Onlar sayesinde hayattaki fırsatları yakalamanız çok daha kolaydır ve aynı şekilde hayat drama ve manipülasyon için çok kısadır. Kişilik bozukluğu olan insanlar, sevgi bombardımanı denilen bir yöntemle defalarca hayatınıza girmek isteyebilirler ancak insanlardaki toksik davranış örüntülerini bilerek onları kapının dışında tutmak daha iyidir.

Anlık Güdülerinizi Takip Etmeyin

Pek çok işi yapmak için zaman bulamıyorsunuz değil mi? Peki günde kaç saatinizi, internette video izleyerek geçiriyorsunuz? Bilgisayar oyunlarına ne kadar zaman ayırıyorsunuz? İnsanlar bu sedatif eylemlerden sonra dopamin salgılarlar. Bu da kendilerini mutlu ve tamamlanmış hissettirir ve onların özgürlüğünü elinden alır. Ayaklarına bağlı ipler tarafından çekilmeyen yani sedatif bağımlılıkları olmayan insanlar özdisiplinle harika hayatlar kurarlar, özgür olurlar ve büyük işler başarabilirler. Sedatif etkileri olan eylemlerinizi bırakın. Uyuşturucu madde, kumar, arkadaşlardan ve aileden ya da sosyal medyadan onay alma bağımlılığı, şeker bağımlılığı hep dopamin reseptörleriyle ilgilidir ve bu sedatif eylemler bu reseptörlerin düzgün çalışmasını engeller.

Zor Olan Sporları Yapın

Düzenli olarak ağırlık ve taekwondo çalışırım ve satranç oynarım. Fiziksel gücünüze önem verin. Sokrates; fiziksel kapasitesinin sınırlarını görmeden dünyadan ayrılınlara ne kadar yazıktır, diyor. Bugün aklınıza ilk gelecek dünyanın en büyük şirketlerinin sahipleri belki geç başlamış olsalar da vücut geliştirmeyle ya da dövüş sporlarıyla ilgilenmektedir. Çok büyük projeleri başarmak için geçireceğiniz uykusuz ve sporsuz dönemler elbette olabilir ancak ideal standart bu olamaz.

Şikayet Ettiğinizi Kendiniz Bile Duymayın

Bu söz, büyük Roma İmparatoru ve filozof Marcus Aurelius’a ait. Öğrencilerde ve yetişkinlerde dahi eyleme geçmeyi durduran temel mekanizma budur. Almanya’da, Fransa’da, Türkiye’de ve pek çok ülkede derslere düzenli devam etmeyen öğrenicilerimin; içlerinde, büyük ölçüde ailelerine ve topluma karşı öfke ve kin duyguları geliştirdiklerini görüyorum. Eğer annesi ona o sözü söylemese derslerine devam edebilirdi veya toplum şöyle ya da böyle olmasa şu işleri başarabilirdi. Oysa başarılı olmanın, ailenin ekonomik ve sosyokültürel durumuyla bir ilişkisi yoktur, toplumla da ilgisi yoktur. Bunların da ötesinde şartlarla da ilgisi yoktur. Bu spektrumun her ucundan başarılı ve başarısız pek çok örnek gördüm. Başarılı olanlar olan için başarı içsel bir olgudur, dışsal olamaz. Olumsuz şartlar bile başarıya giden yolu kolaylaştırır.

Daima İleriye Adım Atın

Bugün kendinize bakın ve değiştirmek istediğiniz özelliklerinizi tespit edin. Bu; sigarayı bırakmak da olabilir, çalışma sürenizi arttırmak da. Elbette sıradışı insanlar büyük promlemleri büyük adımlarla çözebilirler ancak önemli olan hergün adım atabilmektir. İnsanlara, varlığından haberdar ve şikayetçi oldukları problemleriyle ilgili sürdürülemez bir duruma düşmeden atabilecekleri minimum adımları sorarım. Elbette sigarayı yarın bırakabilmek güzel olurdu, yapanları gördüm ama kademeli bir düşüşe gitmek, bu başarıyla dopamin salgılamak ve sorunu bu şekilde çözüme ulaştırmak çoğunuk için iyidir.

Elbette bu şekilde çok madde var ve diğer maddelerin bu maddelerden daha önemsiz olduğunu söyleyemem ancak bu maddeler başlangıç için anlamlı bir bütün oluşturuyor.

Sevgiyle Akşehir.

DEVAM EDECEK

{ "vars": { "account": "G-5Z2CE4T8R8" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }