Çocuk istismarının her gün arttığı ülkemizde her gün yeni menfur haberler gelmeye devam ediyor. İnsanın haberlere bakası bile gelmiyor. İnsan, insan olduğundan utanıyor. Müslüman bir ülkede hemen hemen her gün birçok günahsız çocuk, sapık ruhlu, kötü emelleri olan kişilerce kaçırılıyor. Ne yazık ki, bu sapıkların eline geçen minik yavruların birçoğu tecavüze uğrayıp hunharca öldürülüyor.
Son günlerde Türkiye’de çocuk tecavüzcüleri ve çocukların hunharca öldürülmeleri had safhaya ulaştı. Birçok Avrupa ülkesinde çocuk istismarcıları hadım edilirken Türkiye’de caydırıcı bir cezanın olmaması kamuoyunu oldukça rahatsız ediyor. Sosyal medyada örgütlenen vatandaşlar çocuk istismarcıları için idam cezasının geri getirilmesini istiyor. Bu işe Başbakan dahi sıcak bakıyor. Nasıl sıcak bakmasın ki? Dedim ya haberi izlemek ya da dinlemek bile mide bulandırıyor; insan, insan olduğundan utanıyor.
Avrupa Birliği müktesebatına uyum için kaldırılan idam cezasının bazı durumlar için getirilmesinin elzem olduğu yıllardır yaşanan çocuk tecavüzleriyle bir kez daha anlaşılmış oldu. Türkiye’de yaşanan çocuk kayıpları ve sonuçlarına baktığımızda birçoğunun sapık ruhlu insanlar tarafından gerçekleştirildiğini görüyoruz. Sapık ruhlu insanların toplumdan itlâf edilmediği sürece bu tür olayların yaşanması kaçınılmadır. Toplum ise sapıklardan kurtulmanın tek yolunun idam cezasının tekrardan geri getirilmesinden geçtiğine inanıyor. Biliyorsunuz, bugün özgürlükler ülkesi olarak kabul edilen Amerika Birleşik Devletleri’nde dahi idam cezası uygulanıyor. İngiltere, Fransa, Almanya ve Japonya çocukları cinsel taciz, tecavüz, fiziksel ve psikolojik işkenceden korumak için çok sıkı önlemler almış durumda.
Adalete ve cezalandırmaya olan inanç azaldı ve insanların; ‘'işlediğim suç nede olsa cezasız kalacak, ceza verilse bile tatbik edilmez'' kanaatiyle cani ruhlu canavarlar çocuklarımızı, masum yavrularımızı kirletiyor, katlediyor. Bunun için alınacak en önemli tedbir caydırıcı kanunlar olacaktır. Bugünkü kanunlar ile bu işin ardı arkası kesilmeyecek gibi görünüyor. Bu konuda yeni bir çalışma var. İnşallah yapılacak bu düzenleme bu yaramıza bir melhem olur. Ancak, toplum ve kamuoyu bu tür vakalar için tek çözüm “idam” dır diyor.
Kim diyebilir ki kamuoyu haksız diye. Çocuk rahatsız, anne rahatsız, baba rahatsız. Kısacası herkes diken üstünde. Bu tür vakalar ne teröre, ne trafik kazalarına ne de cinayetlere benzer. Ne aile içi şiddet, ne intihara… Bunların h
epsi birer melanet ama çocuk istismarı ve ölümleri hepsinden de vehamet.
Bugün idama karşı çıkanlar acaba bu karşı çıkışlarını ne ile ifade edebiliyorlar? Eminim ki gerekçeleri, sadece insan hakları ve bu yüzyılda böyle ceza olur mu lafları… Peki ya bu çocukların hakları… Bu masumların hakları nasıl korunacak? Vahşice işlenen cinayetlerin (dilim bile varmıyor işlenen tecavüzlerin) bedeli ne olacak? İşleyen işlediği, yapan yaptığı ile mi kalacak?
Hayır, hayır! Bu adalet değil. Bugünkü haliyle var olan cezalar ceza değil.
Vicdanları sızlatan bu suçlar için idamın gelmesi kaçınılmazdır. Birer anne baba olarak, birer insan olarak, toplum olarak istenen bu!...