Hep geçer giderdim. Uçtan uca yürürdüm. Yan yana zaten iki at arabasının, iki faytonun zor geçeceği bir sokak. Yukarıdan aşağıya doğru inerdim. Birbirine bakan evlerin arkası küçük küçük bahçelerdi. Köpek sesleri gelirdi. Korkardım. Geceleri daha bir içim ürperirdi bu ara yolda yürürken. Sokak lambaları vardı var olmasına ama köpek sesleri gelirdi, korkardım. Gecenin sessizliğini Şirin Irmak Sokağı’nda bazen de bekçinin düdük sesi bozardı. Bazen kısa bazen uzun uzun çalan düdük sesi. İnanılmaz bir şey olurdu gecenin sessizliğini bozan. Köşklü evlerden kafalar uzanır, belki de bu seslere tetikte duranlar vardır. Bilemem, Kim gelecek acaba. Belki de bir sarhoş. Bir hırsız, bir it, bir uğursuz. Gece gündüz bu yoldan yürürdüm. İlkokul yolum buradan, lise yolum buradan geçerdi. Şirin Irmak Sokağının başında şuradaki evde eski Belediye Başkanı Cevdet Köksal otururdu. Tam karşısında ilk okuldan arkadaşım Mevlüt Yelken ve Muhammet Yelken amca çocukları. Onun yanındaki küçücük bir bakkal vardı, adını anımsayamadığım. İlkokul arkadaşımın babasının bakkalı. Biraz aşağıda Elveda teyzemlerin köşklü evi, karşısında Mumcuların evi. Onun yanında Bekirlerin evi. Biraz aşağıda köşe de Oğuzların evi, ilkokuldan arkadaşlarım. Mescit ve sonra marangoz Lütfi Ağabeyin evi. Birazcık ilerleğince Tuzcuların evi. Yürür gidersin öylece Cumhuriyet ilkokuluna doğru.  

Hayat belki anılardan ibarettir. Anılarımız olmasa belki de hayatlarımız da olmazdı, unutmasak unutarak çoğalmasak. Belki de hayatı daha dolu dolu yaşardık. Kişiler vardır, bir rastlantı sonucu girer hayatınıza, kişiler vardır bir ömür birlikte olursunuz. Bu mahalle de böyledir. Hep tanıdık, hep bildik aşina yüzler. Komşunuz, dostunuz, tanıdığınız, selamlaştığınız insanlar.

Çocukluğumdan, çocukluğumuzdan bu yana yaşımızla birlikte bu anılar da bizimle birlikte yaşar. Ben de kalan anılar, belki bu mahallede yaşayan diğer arkadaşlarda kalan anılar da aynıdır. Anılar hepimizde vardır. Hayat bir anılar toplamıdır. İnsan gelecek için geçmişten anılar biriktirir. (Akşehir-2023)