Şenlik, eğlencedir; oyundur,

Şenlik, oyunların oynandığı, sanatsal eserlerin, halka belli bir zaman içerisinde, gösterimi, sergilenmesidir.

Şenlikte sanatsal eserler sergilenir…

Şenlikte sergiler olur..

Ödül törenleri düzenlenir..

Şenlik adı üstünde, eğlencedir..

Şenlik yapanlar, şenlik düzenleyenlerde düzenledikleri şenlikler karşılığında destekleyici bulup, şenlik ücretlerini talep edebilirler,

Şenlik kurulu, şenlik heyeti de diyebiliriz, şenlik masraflarını sponsorlar aracılığıyla temin edebilirler…

Şenlik adından da anlaşılacağı üzere, eğlencedir. Eğlenceli bir durumdur, şen olma durumudur. Şenlik, sevinçtir, neşedir,

*****

FESTİVAL: Belli bir zaman dilimi içerisinde, belli bir program dahilinde yapılan sanatsal gösteri…

Belli bir dönem sonunda ödüllerin verilmesi..

Buna, patates festivali, soğan festivali, karpuz, kavun festivali…

Yine aklımızda kalan, film festivalleri…

Dinler festivalleri, komedi festivalleri…. vs. olabilir..

*****

ANMA:  Birisini akla getirmek, onu belli günlerde yâd etmek, sözünü etmek…

Anmak,  hatırlamak demektir,

Sözünü etmek demektir,

Nasreddin Hoca’mız hakkında,

Nasreddin Hoca bilge bir kişiliktir,

Güldüşün ustasıdır..

Yazılarımı takip edenler bilir ki, BENCE Nasreddin HOCA , Sivrihisar ‘ın Hortu Köyü’nde değil, AKŞEHİR ‘in NASREDDİN HOCA Mahallesi’nde doğmuştur..

Çay Mahallesinin bitişiğindeki Nasreddin Hoca Mahallesi de yüzyıllardır Nasreddin Hoca’nın yaşadığı bu mahalleye ismini vermiş, bu şekilde günümüze kadar anıla gelmiştir.

Yine, sanıldığı gibi Nasreddin Hoca Sivrihisar’ın Hortu Köyü’nde değil, Akşehir’imizin Çay Mahallesi’nde doğmuştur.

Akşehir tarihinin akışına baktığımızda, Akşehir’in önemli yerleşim ve kültür merkezi olduğunu anlayabiliriz.

 

                Böylesine önemli bir yerleşim ve kültür merkezinde, Akşehir’in tarihi eserlerine bir göz attığımızda da Nasreddin Hoca’nın, Akşehirli olduğunu ve Akşehir’de doğmuş olduğunu anlayabiliriz.

 

                Öncelikle şunu belirtmek istiyorum.

 

                Artık dünya âlem biliyor ki Nasreddin Hoca ne Sivrihisarlı ne de Kayserilidir.

 

                Hatta ve hatta bence Hortu Köylü ve Ortaköylü’de değildir.

 

                Nasreddin Hocamız Akşehir Çay Mahallesi’nde dünyaya gelmiştir.

 

Şöyle ki öncelikle Akşehir’in tarihi eserlerine bir göz atalım

 

—İmaret Hasan Paşa Camii,

 

—Seydi Mahmut Hayrani Türbesi,

 

—Kilise

 

—Cumhuriyet İlkokulu,

 

—Yağlı Dede Türbesi…

 

—Akşehir Nasreddin Hoca Mezarlığı

 

—Ulu Camii

 

Nasreddin Hoca ‘nın Akşehir merkezde doğduğunu anlayabilmek için Akşehirli olmak gerekir.

 

Bunun sebebi tarihi zenginliğimizdir.

 

Nasreddin Hoca 1208 yılında Akşehir’de Çay Mahallesi’nde doğmuştur.

 

— Neden Çay Mahallesi?

 

—Akşehir’in yerleşim planına baktığımızda Akşehir’in yerleşim yerinin Sultan Dağları ile Akşehir Çay Mahallesi’nin üst kısımları olduğunu ve Seydi Mahmut Hayrani Türbesinin bulunduğu mahal olduğunu biliyoruz.

 

—Bu civarda bulunan Hasan Paşa Camii, Cumhuriyet İlkokulu, yine bu alan içerisinde Akşehir’in dağları eteklerinde kalan Seydi Mahmut Hayrani Türbesi ‘nin ilk yerleşim yerlerinden olduğu göze çarpar.

 

— İmaret Hasan Paşa Camii’nin tarihi Nasreddin Hoca ‘nın yaşadığı tarihe kadar uzanan bir tarihi vardır.

 

— Nasreddin Hoca’nın yaşadığı dönemden sonra da olsa İmaret Hasan Paşa Camii’nin Akşehir’in ilk yerleşim yerlerinden olduğunu yanında bulunan Nasreddin Hoca Mezarlığı’ndan da anlayabiliriz ki bu bölüm Akşehir’in ilk yerleşim yerlerinden birisidir ki bu bölgemiz Nasreddin Hoca Mezarlığı ile tarihe ışık tutmaktadır; Nasreddin Hocamızın Türbesi’de buradadır.

 

Akşehir’in yerleşim yeri burası ve Nasreddin Hoca Mezarlığı ve Türbesi’de buradadır.

 

                Onu da izaha çalışayım.

 

                Şimdi soruyorum?

 

                —Neden Hasan Paşa Camii bugünkü Belediye Binasının bulunduğu mahalle yapılmadı?

 

                —Ya da Nasreddin Hoca Mezarlığı neden bugünkü Eski Garajın, ne bileyim Hıdırlık civarına veya da Bağkur evlerinin, yanına yapılmadı?

 

                —Neden?

 

                Yine sorumuza kendimiz cevap verelim: Yerleşim yeri de onun için… Bunun başka izah tarzı var mıdır?

 

                Elbette ki yok…

 

Akşehir Gölü’nün Nasreddin HOCA’nın yaşadığı yüzyılda Akşehir’in büyük bir kısmını kaplamaktaydı.

 

Bırakın Nasreddin Hoca’nın yaşadığı dönemi, bundan birkaç kuşak öncesi bile Akşehir Gölü’nün Hıdırlığın alt tarafına kadar geldiğini söylemektedir…

 

Bunu tüm Akşehirliler bilir…

 

Tabii araştırmaya, araştırmacılığa biraz merakı olanlar…

Kültür de araştırma da budur…Yoksa kalıplaşmış sözleri alarak konuşmak, araştırmacılığı göstermez, ancak ezberciliği gösterir…

 

Akşehir Gölü günden güne kurumuştur, bugün Akşehir’de göl diye bir şey kalmamıştır.

 

Akşehir Gölü yoktur.

 

Doğru mu?

 

 2007 yılından Nasreddin Hoca’nın yaşadığı 1200 lü yıllara gidersek, AKŞEHİR GÖLÜ’NÜN AKŞEHİR’İN BÜYÜK BİR KISMINI KAPLADIĞINI, HATTA BUNDAN 50–100 YIL KADAR ÖNCE AKŞEHİR GÖLÜNÜN HIDIRLIK YAKIN YERLERE KADAR GELDİĞİNİ BÜYÜKLERİMİZDEN DUYMUŞUZDUR.

AYRICA- BÜYÜKLERİMİZDEN AKŞEHİR GÖLÜ’NÜN ESKİ OSMANLI BANKASINA KADAR GELDİĞİ SÖYLENMEKLE…. BANKANIN ÇEVRESİNDE KAYIK BAĞLANAN BÜYÜK KAYIK BAĞLAMA YERLERİNİN BULUNDUĞU SÖYLENİRDİ…

 

                Çünkü izaha çalıştığım yerler Akşehir’in uzağındaydı ve göldü; Nasreddin Hoca Mezarlığının biraz daha aşağısından başlamak üzere o hat üzeri –yani şehre doğru olan kısım- tamamıyla AKŞEHİR GÖLÜ ‘ydü. Akşehir Gölü 1200 lü yıllarda bugünkü sınırından oldukça daha geniş bir büyüklüğe sahipti. Neredeyse Akşehir ‘in büyük bir yüzölçümünü kapsıyordu.

 

                O nedenledir ki Nasreddin Hoca ‘nın, Sivrihisar ile Kayseri ile Hortu Köyü ile bir ilgisi olmadığı gibi başka şehirlerle de ilgi ve alakası yoktur.

 

                Nasreddin Hoca Akşehir’de Çay Mahallesi’nde yani Hasan Paşa Cami ile Cumhuriyet İlkokulu’nun üst kısımları arasında dağ ile bu bölge arasında kalan mahallede doğmuştur.

 

                Sivrihisar’da göl de yoktur, balık da yoktur.

 

                Kayseri’de göl de yoktur, balık da yoktur.

 

                Nasreddin Hoca kesinlikle buralarda yaşamamış, ayrıca göstermelik evlerde de doğmamıştır.

 

                Nasreddin Hoca öz be öz Akşehir Çay Mahallesi doğumludur.

 

                Bir de şu var ki Nasreddin Hoca ‘nın da hocası Seydi Mahmut Hayrani’nin türbesi de Akşehir’dedir.

 

                —İbrahim Hakkı KONYALI bu konuda yoğun araştırmayı yapanlardan birisidir. AKŞEHİR TARİHİ isimli eserinde (s.722) Nasreddin Hoca’nın HOCA PİR EBİ, HOCA CİHAN’ın çağdaşı olduğunu, onlarla beraber Hoca FAKİH’TEN (ölümü H 618, M 1221 ) ders okuduğunu yazar. Hoca FAKİH öldüğü zaman Nasreddin HOCA 13 (onüç) yaşındadır. O devrin siyasi ve idari ortamı düşünülerek henüz 10 yaşındaki bir çocuğun Sivrihisar’dan Hortu Köyü’nden kalkarak, Konya’da okuması mantık dışıdır. Ancak AKŞEHİR gibi Konya’nın kazası olan, ulaşım imkânı olan bir beldeden olması akla daha yatkındır. Buradan da anlaşılmaktadır ki Nasreddin Hoca Akşehir’de o zamanın yerleşim yeri olan Akşehir’de Çay Mahallesi’nde doğmuş ve buradan hareketle Konya’ya gitmiştir. Bunun başka bir izah tarzı yoktur.

 

                16. yüzyıl yazma eserlerinden: Taşlıcalı Yahya Beyin “Gencine-i Raz” Nev’i zade Atai’nin Sohbet-Ül Ekbar” Ehülhayr Rumi’nin “Saltuknamesi’nde, Lamii’nin “Letaifi Lamii” isimli eserlerdeki bazı fıkraları NASREDDİN HOCA’NIN AKŞEHİRLİ OLDUĞUNU GÖSTERİR. Tarafımdan tetkiki yapılan “Hikayet-i Nasreddin Hoca “isimli yazma eser Hoca hakkında bu eseririn ismine rastladım. Bu kitabın 21. sayfasında anlatılan 67. fıkra çok ilginçtir. Hoca’nın çocukluğuna rastlar. Şöyle ki : “Bir gün Hoca’nın evinde validesi irili ufaklı balık pişirmiş. Hoca kapının deliğinden bakarmış. Kadın kocasına der ki : “ Şimdi kande ise Hoca gelir. Gel biz büyük balıkları kerevet altına saklayalım, ufakları ortaya koyalım. Hoca gittikten sonra büyük balıkları yiyelim demiş. O mahalde Hoca içeri gire düşmüş. Ufak balıkları ortaya getirmişler. Hoca balığın birisini alıp kulağına götürmüş. Babası nişler sün demiş. Hoca babasına demiş ki bu balığa sordum ki: Hazret-i Yunus’u yutan balık nasıl bir balıktır. O da dedi ki: Ben bilmem, kerevitin altında benden büyükleri var, ondan sor dedi.“ demiş.

 

                Buradaki konuşma tarzına dikkatinizi çekmek isterim. Bu tarz konuşmalar Akşehir şivesidir. Bu şive de Nasreddin Hoca’nın Akşehir’de doğduğunun göstergesidir.

 

                SİVRİHİSAR’DA GÖLDE YOKTUR. BALIKTA YOKTUR. HOCA’NIN ÇOCUKLUĞUNU ANLATAN BU FIKRA ANCAK AKŞEHİRLE İLGİLİDİR. BU DA NASREDDİN HOCA’NIN AKŞEHİR’DE DOĞDUĞUNU VE AKŞEHİRLİ OLDUĞUNUN DELİLLERİDİR.

 

                —İzaha çalıştığım, 1200 lü yıllarda Akşehir’in merkezi durumunda bulunan –İmaret Hasan Paşa Camii, Cumhuriyet İlkokulu Civarı, o yüzyılın merkezi olmakla birlikte Nasreddin Hoca bu mahallede yani AKŞEHİR ÇAY MAHALLESİ’NDE doğduğunu kanıtlamaktadır.  

 

                Evliya Çelebi nin Seyahatname adlı eserinden derlenen bilgilerin yer aldığı "Arşiv vesikalarına göre Nasreddin Hoca" adlı yazıda Evliya Çelebi nin ."Akşehir ulema ve sulehası, ayan ve sipahisi libası fakire giyerler. Muhteşem adamları vardır. Cümle tüccar ehli hizmet, ehli sanat, garip dost adamlarıdır. Evvela şehrin canibi kulesi haricindeki hıyaben içre ulema–i din, simürgi ehli yakin elmevli Hazreti Eş Şeyh Hoca Nasreddin medfundur. Kendisi Akşehirlidir" sözleri de Nasreddin Hoca’nın Akşehir doğumlu ve Akşehirli olduğunu göstermektedir.

 

Son söz: Nasreddin Hoca ‘nın AKŞEHİRLİ OLDUĞUNU, AKŞEHİRDE DOĞDUĞUNU EVLİYA ÇELEBİ’DEN DAHA İYİ BİLECEK KİMSE VAR MIDIR?

Kim çalarsa çalsın, tarifnamesi bizdedir.

Saygı ve sevgiyle,