Amasya’nın dar sokaklarında tarihi soluyarak yürümek ne güzeldir bir bilseniz. Beklemediğiniz yerlerde koca çınarlar dikilir karşınıza. Saygı duymamak elde değildir asırlık ağaçlara.
Kentin büyük bölümü bağlık bahçeliktir. Meyvenin her türü dallarında gülümser insana. İlkbahardan yaza yol alırken erikler, kirazlar, dutlar, kayısılar güneşin altında ışıldarlar. Alıcı gözle baktığınızı gören bağ bahçe sahipleri ikram ederler. O lezzeti manavda, markette satılan meyvelerde bulmanız çok zordur.
Kent merkezine gelip de Yeşilırmak’ı görmeden olmaz. Kenti bir uçtan öteki uca geçer. Üzerindeki köprüler nelere tanık olmuşlardır kim bilir? Belirli aralıklarla gözünüze ilişen su değirmenleri de insana hey gidi hey, dedirtir. Yeşilırmak’ın gece görüntüsü film karelerini andırır. Yeşilırmak yemyeşil ışıklarla yıkanırken ırmağın suyu gerçek bir nostalji yaşar. Gerçekten de eskiden yemyeşildi ırmağın suyu, kim bilir… Irmak boyunca sıralanmış konakların güzelliği dillere destandır. Gün boyu yansımaları suda yıkanır. Bu yüzdendir ki konakların cepheleri ışıl ışıldır. Zamanında içinde barınılan konaklar şimdilerde turizmin hizmetine sunulmuş. Otel, pansiyon, lokanta olarak kullanılıyor. Kenti gezmeye geldiğinizde taş binalarda değil de öyle bir otelde konaklamanızı öneririm.
Amasya iyi insanların da kentidir. İnsanlarının iyi niyeti, sevgi dolu olması, yardım severliği anlatılır gibi değildir. Sizin yabancı olduğunuzu anlayınca yardımcı olmak için çırpınırlar. Esnafı bile “kesemde yoktu ama gönlümden verdim” dercesine mekanlarda, evlerde eksik olmayan semaverinden sıcacık çayını sunar. Meyvesinden ikram eder. Gönlü zengin insanların kentidir de diyebiliriz.
Gönül zenginliği yemek kültürüne de yansımıştır. Çoğu yörede yiyemeyeceğiniz yemekleri lezzetine vararak yiyebilirsiniz. Bakla dolması, bamya çorbası, toyka çorbası, keşkek, mantı, daha da önemlisi Amasya çöreği. Amasya çöreği denilince durmak gerekiyor. Hiçbir yörede yiyemeyeceğiniz lezzet ve ustalıkta yapılır.
Evlerde değişik çeşitleri yapılsa da Çörekçi Galip’in yaptığını kimse yapamıyor. Amasya’ya her gittiğimde eşe dosta kilolarca yaptırıp kargoyla ulaştırırım. Her gittiğimde tarifini isterim. Bana fırından yeni çıkmış çöreklerden, poğaçalardan uzatır. Sen bunları ye, boş ver bu yaştan sonra fırıncı mı olacaksın, der. Amasya’nın ünlü çörekçisi Galip, Amasya’ya uğrayanların ve Amasya’da yaşayanların ziyaret ettiği bir fırındır. Pirinçli Mahallesi’ndeki bu fırın üç kuşaktan beri Amasya’ya gelenlere hizmet etmekte.
Çörekçi Galip’i bu kadar ünlü yapan neden ise sırrını vermediği özel hamurudur. 1925’ten beri bu çöreğin yapıldığını söyleyen Galip Doğla, bu mesleğin kendisine dedesinden ve babasından kaldığını belirterek, Türkiye’nin her tarafına çörek gönderdiklerini söylüyor. Üç kuşaktır çörek işiyle uğraşıyorlar. Ürettikleri kendilerine özel çörekler, Türk Patent Enstitüsü tarafından da onaylanmış durumda.
Cevizli ve haşhaştan yapılan Amasya çöreğinin tarifi şöyle:
Malzemeler: 1 bardak yoğurt, 1 bardak sıvıyağ, 1 bardak su, 1 bardak dövülmüş ceviz içi, 1 paket maya, yarım paketten az fazla margarin, tuz, şeker, alabildiği kadar un.
Hazırlanışı: Mayayı 1 bardak su ve şekerle kabarttıktan sonra içine yoğurt, sıvıyağ, tuz ve alabildiği kadar un (kulak memesi kıvamından biraz daha sert) ekleyip uzunca bir süre yoğurduktan sonra hamurun kabarmasını bekliyoruz. İyice kabaran hamurun içine margarin ve cevizi içini ekleyip kısa bir süre tekrar yoğurduktan sonra yağlanmış tepsiye ceviz büyüklüğünde parçalar yuvarlayıp üzerine yumurta sarısı sürerek orta ısılı fırında üzerleri kızarana dek pişiriyoruz. Hepsi bu. Kolay ve gerçekten harika bir lezzet. Afiyet olsun…
Daha basit yapılışı da var: Mahallenizdeki fırından iki ekmek hamuru alın. Bu hamurdan avuç içinizi dolduracak parçalar koparıp oklavayla açın. Üzerini yağlayın, dövülmüş cevizleri yayın. Hamurdan kopardınız her parçaya aynı işlemi uygulayın. Bunları üst üste koyun. İşlem tamamlanınca bıçakla kesip elinizde rulo şekline getirdiniz hamuru yağlanmış tepsiye dizin. Üzerine yumurta sarısı sürüp önceden ısıtılmış fırında pişirin. Ekmek hamuru pişince kabaracağından çöreği pişireceğiniz kap da biraz derin olmalıdır.
Nasıl pişirirseniz pişirin, Galip Usta’nın tadını, lezzetini yakalamak gerçekten çok zor.