Zaman her şeyi alıp götürüyor.
Bir pabuç bile bırakmıyor bize.
Yaşadığın o güzel anları cebinde taşıyamıyorsun.
Resmedemiyorsun mesela...
O an ne yaşarsan orda kalıyor...
Şimdi ise Zamana dair hiçbir anımız yok. Günümüzün çoğunu boşa geçiriyorduk. Kimse kimseden bir şey öğrenmiyor.
Sosyal medyada saçma sapan gösteri yapan insanları alkışlıyoruz.
Onlar hayatımıza girdiler. Sanki hayatımızdan bir parçaymış gibiler. Onların dediklerine kulak asıyoruz. Evdeki davranışlarını kendi evimize taşıyoruz.
Ayıp denen gösteriler artık normal karşılanıyor.
Paraya o kadar ihtiyacımız var ki Fenomen’lik uğruna açmadığımız bir yerimiz kalmıyor. Anneye babaya saygı diye bir şey yok. Meşhur olma sanatını saçmalıklarla dolu videolara işliyoruz. Hak edeni değil, hak etmeyeni baş tacı ediyoruz.
Çünkü kolay yolda para kazanmanın buradan geçtiğini zannediyorduk. Ne kadar çıplaklık o kadar ödül, ne kadar küfür o kadar alkış... Ne oldu bize?
İyi insanları örnek alın. Size faydası olan videoları izleyin. Kafanızı saçmalıklarla doldurmayın..
Yazık, hem de çok yazık...
Ahlak örtüsünü çocukken üzerimize çeken ebeveynler, şimdi ahlaktan yoksun, o yetiştirdiği evlatlarından utanç duyuyordu...
Ahlak hiçbir yerde satılmıyor.
Ne yazık ki böyle Ahlak yoksunları yüzünden gelecek nesilde etkileniyordu...
Toplumun bakış açısını, anket ya da röportajlarla öğrenemezsiniz. Televizyonda izlenen programların reyting sonuçları bunu açıklamaya yetiyordu.
Neyi izliyorsak hayatımıza onu işliyoruz...
Bir bilgi yarışmasının reytinglerde ilk sırada olduğunu göremezsiniz.
Gördüğünüz tek şey; Çıplaklığın ya da kötü örnek yansıtan programların daima ilk sıralarda olduğudur...
Bu bizim seçimlerimiz... Evde ne izliyorsak çocuklarımız da izliyor...
Özellikle gündüz kuşakları... Şiddeti, aldatmayı, akıl almaz olayları içinde barındıran programlarla dolu...
Neden geçimsizlikler arttı.. Neden karı koca boşanmayı çözüm olarak görüyor...
Neyi izliyorsak onunla yaşıyoruz artık..
Kafamızdaki kabuk, gün geçtikçe sertleşiyor. Ne bilgiye açık ne de öğrenmeye. Sadece başkasından gördüğümüzü hayatımıza işliyoruz...
Biz Türkler artık iyi bir film ya da dizi yapamıyoruz. Son zamanlarda yayınlanan dizilere dikkat edin... Senaryolar daima entrika aldatma çıplaklık ve Küfür dolu komedi üzerine yazılmış...
Çünkü Türkiye’de bir reyting böyle kurgularla tavan yapabiliyor...
Sonra da Türkiye’de dizi ya da sinema sektörü bitti diyoruz...
Neyi izliyorsan ona dönüşüyorsun...
Bir bölümü haftada dört beş kez yayınlıyorlar. İyice bilinçaltına yerleşsin diye.
Kitap okumada kaçıncı sıradayız, Hiç buna dikkat ettiniz mi?
Peki nasıl bir kitap okuyoruz?
İyi kitaplar okuyun, iyi programlar izleyin...
Kendi iyiliğiniz için...
Son olarak;
Onlar sizin sayenizde ünlü oldular. Sizin sayenizde ceplerini doldurdular. Sizin yaşamadığınız bir hayat yaşıyorlar. Onlar için gerçekten de bir değeriniz var mı.. Onlar için seyirci ya da izleyiciden başka bir şey değilsiniz. Onlardan size kalan tek şey zehirleri. Siz onları izlemeye devam ettikçe yavaş yavaş zehirleniyorsunuz. Onlara özeniyorsunuz onlar gibi takılıyor onlar gibi konuşuyorsunuz. Kendi Düşünceniz yerine onların repliklerini hayatınıza uyguluyorsunuz. Kendi ellerinizle ünlü ettiğiniz artık sizin bir idolünüz...
Ve bir gün siz de Aile geçimsizliği yüzünden o programa katılıyorsunuz. Anne babanızı suçluyorsunuz, kocanızı ya da karınızı suçluyorsunuz ne yazık ki onları suçlayamıyorsunuz.
Sizin yüzünüzden buradayım diyemiyorsunuz..
İşte zehir böyle bir şeydir...
Onun için iyi şeyler izleyin iyi şeyler okuyun. İdol seçmeyin iyi bir idol olun...
Ünlü olmak için sahneye çıkmaya gerek yok. Dünya koskoca bir sahne .. Bu sahnede en iyisi siz olun...