Şu anda müebbet hapis cezasıyla hapiste yatan PKK'lı terörist Şemdin Sakık, 90'lı yıllarda Türkiye’ye olan kinini, bir takım sosyal medya hesaplarından; “Silahımız tükenir, sayımız azalırsa, Bodrum'a gider yatlarını yakarız. Antalya'ya iner seralarını yakarız. İstanbul'a çıkar arabalarını yakarız. İzmir'e ulaşır ormanlarını yakarız” paylaşımlarıyla kusmuştu.
2019 yılında, 27 farklı noktadaki orman yangınlarını çıkartan hain PKK terör örgütünün uzantısı olan “Ateşin Çocukları İnisiyatifi” gurubu, Hatay'ın üç ilçesinde günlerce süren orman yangınlarını üstlendi.
Son yıllarda; kundaklama neticesinde çıkartıldığı belli olan, binlerce dekar ormanımız ve içindeki sayısız hayvan türlerinin maalesef telef olduğu orman yangınlarıyla mücadele ediyoruz.
Kendi adıma; bu kundaklamalara karşı çevrecilerden ve hayvan severlerden çok daha büyük bir tepki beklediğim için “Neredesiniz?” diye sorasım geliyor.
Haşa! Kimsenin sokaklarda vandalizm içeren tepkiler göstermesini arzulamıyorum. Zinhar bu ülkede kardeşçe, hakça, özgürce ve huzur içinde yaşanmasını en çok savunanlardanım. Ben sanatçılardan, entelektüellerden ve tüm vatandaşlardan, özellikle sosyal medya üzerinden beklediğim ortak tavrı tarif etmeye çalışıyorum:
Ormanları yaktığını itiraf eden terör örgütlerini lanetleyin, aranıza aşılmaz duvarlar örün.
Basında ve sosyal medyada, binlerce milyonlarca kınama mesajı yayınlayın.
Çıktığınız her platformda, ülkeye verilen maddi manevi zararların bedelini hep beraber ödeyeceğimizi anlatın.
Yakılan ağaçların bugünkü haline gelebilmesi için, en az çeyrek asır geçmesi gerektiğini hatırlatın.
Sayısız her cinsten hayvanın katledilmesine sessiz kalmayın.
Bunu yapanların, hangi örgütlerle bağlantısı olduğunu ve bu tür suçların en büyük insanlık suçu olduğunu, bangır bangır bağırın.
Kasıtlı olarak çıkarılan yangınlarda, bir ağacın ya da bir hayvanın yok edilmesinin, herhangi bir insanı öldürmekten hiç farkı olmadığını tekrar tekrar söyleyin.
Diğer taraftan; Türkiye'nin neresinde olursa olsun, yakılan ve tahrip edilen ormanların, birileri tarafından sahiplenilmesine de engel olun.
Bu ülke taşıyla toprağıyla, suyuyla havasıyla, benim, senin, hepimizin; ülkemize sahip çıkalım.
Atalarımızın imar ettiği, her karışı için savaş verdiği bu kutsal vatanımızda, ne bir ağacın ne bir hayvanın zarar görmesine, birilerine peşkeş çekilmesine, ne de bir karışının kopartılmasına müsaade etmeyin.
El ele vererek daha güçlü olalım. Bugün çocuklarımızın, yarın torunlarımızın bizlere beddua etmelerine neden olmayalım.