Oysa, her boş arazi yeni yapılmayı bekleyen ev yeriydi. Dün boş olan arazi bugün ev yapımı işi için kazılmaya başlamıştı; anlaşılmaz, karışık bir durumdu.

Yıkılanınsa yerine yapılmadığı bir durum da vardı.

Hiç olmazsa şehirde park yeri sorunu olan boş araçlara otopark olurdu.

Düzensiz, plansız ve programsız bir yapılaşma mı vardı neydi?

Yol uzun alana belki yürümeyle şehrin her bir köşesinden belki çeyrek saatti. Parasızlar için tehlikeli. Hem de korkulur. Yol uzundu, adımlar kısa.

Belki bir şehir hastanesinden yürüyeceksin kente, belki bir sanayi sitesinden, belki bir şehrin girişindesin. Büyükçe fakat gelişmemiş, bahçelerin içerisindeki evlerden. Belki vızır vızır geçen arabalar yanından belki de yürüyerek gideceksin parasızlık. Bir araba geçecek sulu sepken yağan yağmur yanında son sürat. Çamur sıçratacak. Ya biri hendek doldurmayayım diye üstüne sürerse, Allah muhafaza!

Tamir olan yollar gibi sevinçlerin, mısır patlağı, kestane sıcaklığı gibi dağılmış umutların, kolay değil küçücük sevinçlerin ve mutluluklar.

Belki kente güzel bir film gelir.

Belki tiyatro.

Belki bir sanatçı.

Küçücük bir mutluluk, mısır patlağı gibi dağılan,

Kestane sıcaklığında umutların,

Saatliktir geçici mutlulukların, sevinçlerin.

Nereye gider insan? Nereden gelir? Uzun bir yol boyu hayat! Evler, oto yollar, kaldırımlar ki taşlarına bastıkça yağan yağmur kalkan taşlardan sular dolar ayakkabılarında, pantolon paçalarında. Üşürsün. Yürürsün karanlıklardan, hep mi çamur, çakır- çukur, takır- tukur hayat yolu gibi yolların.

Yalan yanlış, yıllarla geçen hayatın gibi insanlar, güvenilmez.

Hep yalanlara geçmiş zamanın.

En çok da sevdikleri kırarmış sevdiklerini.

Yıllar öncesi yıllardan gelsen.

Fakir -fukara mahallenden, çok şey mi istersin hayattan? Mutluluktan çok şey mi?

Yoksulun evi yine şehirden uzaktadır. Görünmez onlar. Uzaktır kimseler bakmaz. Görse baş çevirir. Fakirlik sevilmez.

Dizilerde görürsün akşamları o da yalan yanlış.

Hikâyeleri birbirine benzer. Senaryolar aynı.

Kim tanır, kim bilir onları, senaristler mi?

Hayat bir senaryo. Oyuncuları insanlar.

Yıllardır böyle!

-Mutluluk mu?

-Kim kaybetmiş?     (10/01/2025-AKŞEHİR)