Canlar lisede yazdığım bir şiir geldi aklıma. Şiiri her ne kadar hatırlayamasam da ismini ve yazma amacımı hatırlayabiliyorum. Şiirin ismi "Kaldırım Çiçeği" idi. Şimdi size bu kaldırım çiçeğinin hikayesini anlatacağım. Bu hikaye tamamen gerçekten ibarettir.
O yıllar arkadaşlarla kaldırımda yürürken O; kaldırım taşlarını, o üzerine dökülmüş kaldırım taşlarını yırtıp paramparça ederek yeşeren, üstü başı toz içerisinde sarı bir papatya idi. Ben arkadaşlara "Siz gidin ben arkanızdan gelirim." dedim.
Sen ki papatya ufak tefek bir şeysin. Etin ne budun ne? Ama hala dimdik ve ayaktaydı. Etrafında bekliyor, kimsenin üzerine basmasına izin vermiyordum. Onun için ne yapabilirim acaba diye kendi kendime sormaya başladım. Şimdi kaldırımı söküp, onu oradan alıp bir saksıya koysam olmaz. Sonra zabıta amcalarımız ne der! Değil mi?
Her gün gelip sulasam, temizlesem onu, bunun da yok ki bir sonu. Çünkü ona yarın ne olacağını nereden bilebilirim ki? Papatya hala dimdik ayakta; yanımızdan arabalar, etrafımızdan insanlar geçiyor ve papatya tozlanmaya, hastalanmaya devam ediyordu. Gözlerini dikmiş bana bakıyordu. O kadar güçlü görünüyordu ki, ben bile onun yanında kendimi güçsüz hissetmiştim. Sonrasında onu yarın tekrar görürüm umuduyla arkadaşlarımın arkasından yoluma devam ettim.
Ertesi gün olduğunda ilk işim okul çıkışında o papatyayı görmeye gitmek oldu. Korktuğum başıma gelmişti. Papatyanın yerinde yeller esiyordu. Bilmem! Belki birisi üzerine basmış olabilir, yola sürüklenip üzerinden arabalar geçmiş olabilir. Gören biri koparıp kulağının arkasına süs diye asmış da olabilir. Ama bunlar hiçbir şeyi değiştirmez. Papatya ortada yoktu.
Tahmin edebileceğiniz üzere bu beni çok üzmüştü. Onu koruyup kollayamamıştım.
O akşam benim için biraz uzun geçti. Birden "acaba" sorusu düştü içime. Ben mi papatyaya yardım etmek istemiştim yoksa papatya mı bana bir yön göstermek istemişti?
Ha canlar, ne dersiniz?
Günün Sözü: Bir insanın bu hayatta bir amacı olmalıdır ve bu amaç uğruna sağlam, güçlü bir hırsı. Yoksa insan sadece doğar, büyür ve ölür. Ve bir hiç olarak toprağa gömülür. (T.B.)