İstanbul’un içi nere
Ortasından geçer dere
Gelmem dedim kaç kere
Gölgemiz düştü yere
Ben davranmadan daha
Gölgem düşmüştür yola
İstanbul bize yaban
Kırk dolap, elli yalan
Başım döner, elim yanar
Yok mu beni hiç tanıyan
Sevmeye dursam bir ucundan
Utanırım, elim ayağım dolanır
Ne sevgililer düştü uçurumundan
İflah olmaz bir damla içen suyundan
Çırak dursam sana
Atarsın beni Galata Kulesi’nden Kız Kulesi’ne
Yazılsam ilkokuluna
Seni okuma-yazmayı kimse öğrenemedi ki daha.