Hz.Peygamber (s.a.v.) buyurur; “Kalpler de, demirlerin paslandığı gibi paslanır.”
Ashab-ı kiram “Kalbin cilası nedir?” diye sorar.
Peygamber efendimiz (s.a.v.) “Kur’an okumak, zikr-i ilahiyi çoğaltmak, ölümü çokça hatırlamak” diye cevap verir.
Kötülüklerin temelinde hırs, haset ve kibir vardır. Bunlardan altı şey daha hasıl olur; aşırı tokluk, uyku, rahat, mal sevgisi, makam tutkusu, baş olma sevdası. Mal sevgisi ile baş olma sevdası, sahibini küfür ve helake bile götürebilir.
Genç bir Melik'in, şöyle bir hikayesi varmış:
Melik halkına sorar; “Melikliği hakkıyla yerine getirmenin yolu nedir?”
Halk ise; “Onu ikame etmenin yolu; Allah’a itaat etmen ve isyan etmemendir” der.
Bunun üzerine Melik, beldesinin bütün salihlerini ve alimlerini toplar ve onlara; “Daima benim yakınımda ve meclisimde bulunun. Beni Allah’a itaata yönlendirin ve isyandan alıkoyun” diye emir verir. Bunu uygulayan Melik, tam 400 sene istikamet üzere Meliklik yapar.
Bir gün İblis ona bir adam suretinde gelir ve der ki; “Sen kimsin?” O da; “Ben ademoğullarından birisiyim.”
İblis; “Eğer sen ademoğullarından olsaydın, diğer insanlar gibi ölürdün ve bu kadar uzun yaşamazdın. Sen tanrısın, sen insanları kendine kulluğa çağır” diyerek aklını çeler. Bu söz üzerine Melik kürsüye çıkıp halka; “Ey insanlar, benim şimdiye kadar sizden gizlemekte olduğum bir sırrı açıklamanın zamanı geldi. Bildiğiniz gibi ben şu kadar zamandan beri sizin Melikinizim. Eğer insan olsaydım, şimdiye kadar ölürdüm. Ben tanrıyım, siz bana tapın” diye konuşur.
Bunun üzerine Allah Teala, devrin peygamberine vahyetti ve buyurdu ki; “O zata söyle, şu kadar zamandır o bana karşı dürüst davranınca, ben de ona karşı müstakim davrandım. Şimdi onun hali masiyete dönüştü. İzzet ve celalime and olsun ki ona Buhtu’n-Nasr’ı musallat edeceğim.”
Melik’in durumu değişmeyince ona Buhtu’n-Nasr’ı musallat etti ve onun boynunu vurdu ve yetmiş gemi yükü altınını alıp gitti.
Mevlana Celaleddin (k.s.) der ki;
“İnsanın gözünü açan, ancak lütuf ve inayettir.
Gadab ve şiddeti teskin eden ise, muhabbettir.
Allah’ın inayeti olmadan, kimse boşuna uğraşmasın.
Bu dünyada doğruluk ve başarı, ancak Allah’tandır.”
Ruhu'l Beyan