Belki ODTÜ ve Bilkent üniversitelerinin Ankara'da olmasının da katkısıyla; özellikle elektronik ve o yöndeki sanayi dallarındaki kuruluşlar, Ankara'da yoğunlaştı. Başkent bu dallardaki ihracatta; İstanbul'un çok önünde gelmekte ve ekonomimize önemli döviz girdileri, sağlamaktadır. Tarım ve Ormancılık makineleri üretiminde Ankara ülkemizin birincisidir. Askeri malzemeler ve savaş sanayisinde ise; Ankara'nın birinciliği ve öncülüğü tartışılamayacak kadar başattır.
Bu başarılarda, Siteler denen Marangozlar sitesinin ve oradaki esnafların öncülük etmesinin büyük payı bulunuyor.
Susuz köyünden başlayıp; Saray köyüne ve Kazan ilçesine; hatta daha ötelere doğru; hiçbir resmi destek görmeden gelişen sanayi patlaması ise; Ankara'yı sanayide ülke birincisi konumuna getirdi.
Tarım ve Orman ürünleri ihracatında; ülkenin tüm diğer kentlerinden yapılan ihracatın toplamı; Ankara'nın o daldaki ihracat rakamına yaklaşamıyor bile. Başkent'in uzay ve uçak sanayisinde ise; rakibi yoktur.
Ne yazık ki, resmi kanallardan ve kaynaklardan Ankara sanayicilerinin yararlanma oranı; İstanbul, İzmir, hatta başka birçok ilin sanayicilerine göre çok cılız kalmaktadır.
Ankara sanayicileri 33 sektördeki üretimlerini ihraç ederek; yurdumuza büyük döviz geliri sağlamaktadırlar. Tüm bunlara rağmen, Ankara kökenli politikacılar ülke yönetiminde başat olamıyorlar. Genel olarak İstanbul'dan seçilenler ülke yönetimine hakim oluyor. Bu durumdan da, İstanbul sanayicileri, müteşebbisleri ve tüccarları çok kazançlı çıkıyorlar.
Ankaralı tüccar Vehbi Koç, o etkilerle İstanbul'a taşınmış. Diğer dallarda da, o kayıplar ne yazık ki sürüp gitmiş.
Aslında istemeden sürüklenebileceğimiz bir savaşta; İstanbul'un ve oradaki dev yatırımların korunması; Ankara'dakilere ve Anadolu'dakilere göre daha zor olur. Nitekim İkinci Cihan Savaşı çıktığında; İstanbul'daki Askeri okul, Akşehir'e getirilmiş. Sanayi tesislerinin korunaklı iç bölgelere taşınması, bir okul kadar kolay olmaz.
Ülke sanayilerinin desteklenmesinde; politikacılar en önemli etken olamamalı! Devlet planlama teşkilatı, sanayide ve diğer dallardaki devlet desteklerinin dağıtımında son söz sahibi konumunu koruyabilmelidir.
Politikacıların, o planlara müdahalesi ve uzmanları geri plana ötelemesi; bir nevi suistimal ve görevi kötüye kullanma sayılabilir.