Kimsenin sakalına, başörtüsüne, dekoltesine, şortuna, etek boyuna, makyajına, parmağındaki yüzüğüne, maddi durumuna ve statüsüne bakmadan, ortaya yazıyorum.
Bana söylemiyor diyerek umursamazlık etmeyin, bildiğiniz halde bilmezlikten gelmeyin! Artık herkes payına düşeni alsın.
Zaman zaman televizyon, bilgisayar ve telefon ekranlarından, hepimiz de izliyoruz.
Mikrofon uzatılıp kamera kaydı başladığında, en mahrem sorulara bile gülerek ve rahatlıkla, gayri ahlaki cevaplar veren, bizim gençlerimiz.
Kız olsun erkek olsun, karşı cinsle hatta aynı cins arkadaşıyla dahi, yaşadığı cinselliği ballandırarak anlatan, bizim gençlerimiz.
Aynı evde gayri ahlaki beraberlik yaşarlarken, aldıkları alkol ya da uyuşturucunun etkisiyle, yaptıkları ağız münakaşasının sonunda, fiziki darplar ve hatta ölümler yaşayan, bizim gençlerimiz.
Türk gelenek ve göreneklerini yaşamanın, gericilik olduğunu düşünerek dünden uzaklaşan, bizim gençlerimiz.
Kelime-i Şehadet getirmekten aciz, abdest almayı bilmeyen, her hangi bir sure ve ayet dahi okuyamayan, bizim gençlerimiz.
Her şeye rağmen, belki de cahilliğinden utanarak laf olsun diye, ben ateistim, ben deistim diyen, bizim gençlerimiz.
Bahsettiklerim ortaokul, lise, üniversite gençliği, yani uzaylı, Tayvanlı, Brezilyalı değil öz be öz, bizim gençlerimiz.
Karşı kaldırımda küfürleşerek geçen, delikanlının babası sensin!
Gayrimeşru doğan bebeği, diri diri kızınla birlikte, toprağa gömen anne sensin!
Adliyede dosyası, poliste kaydı, okulda kırmızı kalemle işaretlenmiş olan, alkollü araç kullanmaktan ehliyetine el konan, evdeki kediye tekme atan, sokaktaki köpeği aracıyla ezen, maçtan sonra balkondan silah sıkan, sosyal medyada olur olmaz her şeyi yazan, senin çocuğun!
Dizi filmlerini takip ettiğin kadar, pandeminin uydurma olduğunu iddia ettiğin kadar, canım ciğerim ömrüm dediğin çocuklarının, sorunlarını ve yanlışlarını düzeltmek için, ailece oturup konuşarak neden çözümler üretmiyorsun.
Tayyip Erdoğan’ı, İmamoğlu’nu, Amerika’yı, Almanya’yı, dövizi, faizi, borsayı, market fiyatlarını takip ettiğin kadar, neden çocuklarını takip etmiyorsun!
Ama oturduğun her yerde, hükümet yıkıp hükümet kuruyor ve kendini çok akıllı sanıyorsun.
Beyefendi önce sen, kendi evinde iktidar ol, dede ol, baba ol, koca ol!
Hanımefendi sanki sen farklı mısın? Nine ol, anne ol, eş ol!
İnanın ülkemizin sosyolojik durumu, ekonomisinden çok daha vahim durumda. Fakat buna rağmen, kendinizi sütten çıkmış ak kaşık gibi görerek, kenara çekilerek ahlak edebiyatı yapmayın.
İnanın nereye bakarsanız bakın irin akıyor, nereye el atsanız eliniz kirleniyor. Tabii ki iyileri tenzih ediyorum, ama genel manada değerlerimizin yozlaştırıldığı, kıymetsizleştirildiği, basitleştirildiği çöküşün üstü, artık örtülemeyecek kadar çok büyüdü.
Siz buna rağmen yine kolaycılığa kaçarak, ben değil o diyerek, işin içinden sıyrılamaz ve bu vebalden, zinhar kurtulamazsınız.
Hala çocuklarına kötü örmek oluyor, şikayet ettiğin TV dizilerini izliyorsun, gayri ahlaki ilişkileri bizzat yaşıyorsun ama kimsenin görmediğini bilmediğini zannederek, hayatına devam ediyorsun.
Sonra her ortamda ahkam keserek, en çokta sen şikayet ediyorsun.
Herkese sesleniyorum; neden manevi güzellikleri terk ederek, maddiyatçı, zevk sefa düşkünü, bencil, yalancı, hileci, dolandırıcı, hırsız, gayri ahlaki yaşamların peşinden koşan bir millet olduk?
Lütfen; tekrar düşünün, hala nefes alıp veriyorken, hatalarınızdan kurtulma imkanınız varken, toplumu düzeltmek için, önce kendinizden ve ailenizden başlayın.
Dost, hakikati çok acı da olsa söyleyendir, muhabbetle...