İlçemizde ki sıra yaren gurupları uzun kış gecelerinde 5 ay gibi süre zarfında her hafta sıra gösterilerini yapardı. Kış günlerine raslayan bayramlarda da DİLSİZ Oyunu gösterisini ilçe halkına sergilerlerdi. Artık ilçemizde 1970 den sınra bir sıra topluluğu kaldı Nasrettin Hoca Meydan sırası topluluğu. Bu toplulukta DİLSİZ OYUNU gösterilerini 5-10 Temmuz olan Nasrettin Hoca Festivallerinde yapmaya başladı.
Bu gösteri halka açık olan yerlerde yapılırdı ve yarenlerde özel olarak hazırlanırlardı. Bu gösteri yarenlere beyaz kaputtan ayak bileklerine kadar yakasız ve kolsuz gömlek diktirilir, Bir efe kıyafeti hazırlanır elinde kılınç,belinde tüfek ve kalpak, iki ( 2 ) adet zenne kıyafeti ( kadın ) bulunur, yiğitbaşı için bir at bulunur süslenir, yiğitbaşı Askeri ünüforma üzeride dürbün, arkasında tüfek,ayağında çizme, elinde kılınçlı olarak ata biner, 2 yaren kadın girer, sıra çavuşuna da özel kıyafetler hazırlanır, oda yarenler gibi gömlek giyer, sırtına koyun-keçi derisi sarar ayrıca tava,tencere,maşa, ve 4-5 tane koyun çanlarını vucudun çeşitli yerlerine bağlar, eline sırık sopasını alır gösteri için hazır olunur. 1970 öncesi yarenler dilsiz oyununa çıkarken bir berber kıyafetli, bir sağlık memuru gibi meslekleri temsil eden yarenlerde bulunurdu.
Yiğitbaşı, efe, bayanlar ayrıca çalgıcılar yüzlerini siyaha boyamazlar diğer tüm yarenler siyah boya ile veya kazan dibi karası ile yüzlerini siyaha boyarlardı.Yarenler özel olarak bir kiloluk boya kutularını hazırlar içine üstübü, kum koyar yanık yağ veya gazya dökülüp meşale haline getirilir.
Artık dilsiz oyununa çıkış zamanı gelmişti tüm yarenler yürüyüş düzeni alır, çalgıcılar yerini alır, yiğitbaşı ata biner bu atı at sahibi veya 2 yaren tutar, sıra bayrağı en öne geçer, meşaleler yakılır ve yiğitbaşı BOĞAZ KES komutu verir, bu komutla artık hiçbir yaren gurubu konuşmaz ve ileri komutu ile çalgıcıların eşliğinde AKŞEHİR ilçesini gezmek üzere yola çıkılır. Çavuşun elinde sıra sopası bulunur.
Yiğitbaşı ne yaparsa tüm yarenler onu yapmak zorundadır, birisinin elini sıkar veya vurursa tüm yarenlerde vurmak zorundadır. Yiğitbaşı bir dükkandan bir şeker veya sakız alır yola devam eder bir çocuğa verir, yarenler bunu yemez yiğitbaşının yaptığı gibi bir sakız veya şeker alır önüne gelen çocuklara sırası ile verilir.
Yiğitbaşı bazı önemli yerlerde ara mola verir yarenlere çök komutu verir ve zenne durumunda olan yareni efeyi oynatır, etrafında seyircileri de oyuna davet eder. Festivallerde ise sanatcıların geldiği yerlere gider onlara da bir gösteri sunarlardı.
İlçemizin çeşitli yerlerini gezildikten sonra başlama yerine gidilir, oradan da hamama gidilerek tüm yarenler temizlenirdi.
2002 yılından sonra yiğitbaşı ata binmemiştir. Her yıl bu Dilsiz oyunu Nasrettin Hoca festivallerinde yapılmaktadır.
SIRA SORUMLUSUNUN GÖREVLERİ :
2003 Yılına kadar sıra topluluklarında Sıra sorumlusu yoktu. Sıra topluluğunu 4 büyük idare ederdi. ( Yiğitbaşı,Kahya beyi,Yaren ağası, Bölükbaşı ) 1969 Yılında kurulan Nasrettin Hoca Meydan sırasında 2002 yılına kadar yaren olarak çeşitli görevlerde bulundum. Sıra topluluğu için sıra evi bulmak,misafirlere çeşitli ikramlarda bulunmak bir yaren için çok masraflı ve külfetli idi. Bir sponsor arayışlarına girdim ve Nasrettin Hoca Turizm Dernek Başkanı Dr.Ali Galip Gündoğar zamanında yaren gurubunu artık Nasrettin Hoca Turizm Dernek bünyesine bağladım. Yiğitbaşı Yılmaz Dilsiz ve bende Kahya beyi olarak görev yapıyordum. Yiğitbaşı Yılmaz Dilsiz rahatsızlığını beyan ederek ayrıldı, bende gençlerimizin önünü açmak için bu görevi bırakarak Yiğitbaşı görevini Erol Gönül,Kahya beyi görevini ise Ahmet Dolmacıya bıraktım, sıra gurubu gösterilerine devam ettiler. Bende gönül rahatlığı ile ayrılmak istedim fakat yaren topluğu sizi aramızda görmek istiyoruz dediler ve sıra sorumlusu olarak görev verdiler.
Sıra sorumlusu olarak yeni giren yarenlere şarkıları ve sıranın kullarını dosya tabağına daktiloda yazarak ellerine veriyor, piyeslerde, misafirlerin karşılanmasında yardımcı oluyordum. Sıra gösterinde ne yapılacak ise sıranın 4 büyüğü ile koordineli çalışıyor ve gösterilerimizin en iyi bir şekilde devam etmesini sağlıyordum.
Sıra sorumlusu demek, sıra kurallarını tam olarak bilmek demektir. Bir futbolu tam olarak bilmeyen kişi takımın başına geçebilirmi ? mesela Fatih Terim,zamanında top oynamış futbolun her aşamasını anlamış ve Milli Takım Teknik Direktörlüğüne getirilmiştir. İşte sıra sorumlusu da sıra yaren gurubunun yapacağı her şeyi en iyi bilen bir olmalı ve sıra topluluğunu yönlendirmesi gerekmektedir.
Sıra sorumlusu yarenleri birbirine kaynaştırmak, iyi anlaşmalarını, misafirlerle iyi bir şekilde ilgilenmesini saygı göstermesini sağlaması, yarenlerle protokolu bir araya getirerek onlarla HERSE gibi ikramlarda buluşturarak tanıştırmasını.
Sıra sorumlusu tüm yarenlere sıra şarkılarının öğrenmesini temin etmesi, orta oyunlarda oynanan gösterilerinin aksesuarlarını temin edilmesi, ikramların nasıl dağıtılacağını göstermesi. Sıra cezalarında incitmeyecek şekilde yapılmasını, Tüm yarenlerin morellerinin üstün tutulmasını sağlaması gerekmektedir.
1969 yılında Nasrettin Hoca Meydan sırasının kurucularındanım. Nasrettin Hoca Turizm Derneği ve Akşehir Belediyesi Meydan sırasını kurdum ve burada da Sıra sorumlusu olarak bildiklerimi yaren topluluklarına öğrettim , öğretmeye de devam edeceğim. 2010 yılında Belediye Meydan sırasından ayrıldım. 2002 de kurulmuş ve 2005 de sona eren Nasrettin Hoca Turizm Dernek Meydan sırasını 2014 yılında tekrar kurmuş olup sıra sorumlusu görevine devam etmekteyim.
Sıra sorumlusu demek: Sıra hakkında tüzük, cezalar, şarkılar, giyim- kuşam, orta oyunların oynanması gibi her konuda bilgi sahibi olması demektir. Bu konuları tam olarak bilmeyen kişiler de sıra sorumlusu olamaz.
ŞARKI VE TÜRKÜLERİMİZ
Sıra gösterilerimizde misafir ve yarenlerimiz Akşehir yöresine has oyunlar oynanır ve ara boşluklarda da çalgıcılarımız Akşehir’in türkü ve şarkılarını seslendirir.Sizlere bunlardan örnekler vermek istiyorum.
TURNAM KON
Turnam gelir yata-kalka,
Yavrum gelir yata- kalka hey,
Ayağın da gümüş halka,Turnalar heyyy.
Küçücük turnam kon.
Sarı öküz koştum kon.
Evleği kestim kon.
Tohumunu saçtım kon.
Birde bizim göllere kon.
Turnamın kanadı yeşil,
Yavrumun kanadı yeşil,
Uçar gelir ışıl,ışıl turnalar heyyy.
NAKARAT
Turnamın kanadı beyaz,
Yavrumun kanadı beyaz hey.
Geceler gündüzden ayaz turnalar heyyy
NAKARAT
BERMENDE ZEYBEĞİ :
Eğri büğrü Bermede’in yolları,
Kardan beyaz o yarimin kolları.
Emin oğlanı kavaklıda vurdular.
Ölüsünü boz eşeğe sardılar,
Bir incecik yol gider Gürnes’ e
Ilğıt,ılğıt kanım damlar mor fese.
On ikidir Bermende’nin dermeni,
Dermencisi Rum değil, Ermeni.
Ya kendisi,ya kellesi gelmeli.
Ay karanlık şavkta vurdular beni,
Yârin çevresine sardılar beni.
YASİYAN OYUN HAVASI :
Yasiyan’a varamadım gazelden,
Başım alıp çıkamadım güzelden,
Amanın güzelden, vay anam güzelden,gadanam güzelden
Yasiyan’a gidemedim yalnız,
Şaşmağımı ala koydu çalınız,
Aman çalınız, vay anam çalınız, gadanam çalınız.
Sevdi, sevdi almadı da oğlumuz,
Gün gelir de düşer bana yolunuz.
Amanın yolunuz, vay anam yolunuz, gadanam yolunuz.
Ar ettim de diyemedim ellere,
Sen düşürdün beni dilden dillere.
Amanın dillere, vay anam dillere, gadanam dillere.